11 Mayıs 2009 Pazartesi

Mersin 68'liler Ormanı'nda 10 bin kişi Denizleri Andı




Haber: Adil Okay

adilokay@hotmail.fr

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarının 37. yıldönümünde Mersin 68'liler ve 78'liler Derneği'nin öncülüğünde düzenlenen, kentteki diğer kurumların da desteklediği etkinliğe 10 binden fazla kişi katıldı.

Mersin'de daha önce çöp alanı olarak kullanılan, 68'lilerin müdahelesiyle yeşillenen, kentteki demokratik kitle örgütlerinin katkılarıyla büyüyen "68'liler Ormanı", bu yıl da kent dışından pek çok konuğu ağırlarken, Mersinlilerin de bir araya geldiği , 15 bin fidanın büyüyüp ağaç olduğu alan, orman sıfatını artık gerçekten hak etmeye başlarken, geçen yıl yaşamını kaybeden heykeltraş Mehmet Kabak'ın tasarımıyla yapılan "üç fidan" anıtıyla Deniz-Yusuf ve Hüseyin için Türkiye'de yapılan tek anıtı da içinde bulunduruyor.

Sabah saat 8:00'den itibaren Orman'a ilk gelenler stant görevlileri oldu. 68'liler Derneği imzasını taşıyan Deniz-Yusuf-Hüseyin pankartı orman girişine asılırken, pankartın ormana bakan tarafında da Mersin 78'liler Derneği imzasını taşıyan 12 Mart ve 12 Eylül sürecinde idam edilen 20 devrimcinin fotoğraflarının olduğu büyük pankart dikkat çekiyordu.

Erkenci ziyaretçiler kahvaltılarını ormanda yaparken, çeşitli gençlik grupları ise stantlarına pankartlarını asmakla uğraşıyorlardı.

Saat 10:00'dan itibaren katılım artmaya başlarken, anma programının başlayacağı saat 11:00'de katılımcı sayısı binlerle ifade edilmeye başlanmıştı.

Anma programının ilk etkinliği "Nazım Hikmet'in mezarının Mersin 68'liler Ormanı'na getirilmesi" için başlatılan kampayaya ilişkindi. Konuya ilişkin 68'liler Ormanı'nın kuruluşunda yer alan Mustafa Güler konuşma yaptı. Güler, ormanın bugüne gelişinin hangi aşamalardan geçtiğini anlatırken, Nazım'ın mezarının Mersin'e getirilmesini istediklerini, Nazım'ın dedesinin Mersin Valiliği yaptığını, Nazım'ın Mersin topraklarına yabancı olmadığını' söyledi.

Anmanın ikinci aşaması ise 'fidan dikme' etkinliğiydi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kaybedilen devrimcilerin adının verildiği yeni fidanlar ormana eklenirken, Gülten Kaya'nın Ahmet Kaya için, Emine Ayna'nın amcası THKO savaşçısı, Kızıldere direnişçisi Ömer Ayna için diktiği fidanlar duygusal anların yaşanmasına neden oldu.

Konuklar ormanın alt kısmında fidan dikerken orman girişinde ise 'geleneksel sol tartışmalar!' yaşandı.

ÖDP gençliğinden bir grup ile SDP gençliğinden bir grup 'DEV-GENÇ' pankartı yüzünden kavga etti.

SDP'lilerin açtığı DEV-GENÇ pankartının indirilmesini isteyen, asıl tarihsel mirasçının kendileri olduğunu iddia eden ÖDP'li gençler pankart indirilmeyince SDP'lilerin standına saldırdı. Karşılıklı sürtüşme saatler sürerken her iki gruptan da atılan 'faşizme karşı omuz omuza' sloganları ise trajik görüntüler oluşturdu.

İki grubu da yönlendiren gençlerin önceki yıl Mersin Üniversitesi'nde çıkan olaylarda polis saldırısına birlikte direndiği, birlikte göz altına alınıp tutuklandıkları, tutukluların serbest bırakılması için yapılan gösterilerde birlikte yüründüğü düşünüldüğünde solun birbirine uyguladığı şiddet yeniden tartışılıyordu. Katılımcılardan eski bir Dev-Genç'linin 'tapuya devlet el koymuş, siz miras kavgası yapıyorsunuz' sözleri ise ayrıca düşündürücüydü.

Gruplar arasına oluşturulan güvenlik barikatı, tartışmanın uzun süre sürmesi bazı katılcıların ormanı terketmesine yol açarken, polisin 'müdahele için güç çağıralım mı' isteği anmayı yürüten komite tarafından kabul edilmedi. Sivil bir polis memurunun video kaydı yapması da gençler tarafından engellenirken, yürütme komitesi polislerin orman dışına çıkmasını sağladı.

Fidan dikenlerin alana dönmesiyle birlikte saygı duruşu yapıldı. Öldürülen yüzlerce devrimcinin adının sıralandığı 'yoklamaya' kitle 'burada' sesleriyle cevap verdi. İlk konuşmayı yapan Mersin 68'liler Derneği Başkanı Selçuk Polat 68 hareketinin Türkiye için ana damarlardan biri olduğunu vurguladı.

Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in son mektupları okunurken güvercinler uçuruldu.

İstanbul'da cezaevinde öldürülen üç devrimcinin cenaze törenini izlerken polis tarafından öldürülen Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe kürseye çağrıldığında uzun süre alkışlandı. Göktepe, 'hepiniz Metin'siniz, bütün Mersin Metin olmuş, hepiniz benim çocuklarımsınız' derken katılımcıların duygusal anlar yaşadığı görüldü.

Bir kaç ay önce 12 Eylül döneminde idam edilen Ramazan Yukarıgöz'ün 'Devrimci 78'liler Federasyonu' tarafından bulunan ve annesi Aysel Yukarıgöz'e teslim edilen mektubunun bir örneği Mersin 78'liler Derneği Başkanı Osman Koçak tarafından 'bütün devrimci çocuklardan bütün devrimcilerin annelerine' kabul edilmesi dileğiyle anneler günü anısı olarak Fadime Göktepe'ye sunuldu.

Daha sonra kürsüye çağrılan DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, 'bu alanda bulunmaktan onur duyduğunu, öldürülen Türk ve Kürt devrimcilerinin adı okunduğunda katılımcıların hiç bir ayrım yapmadan burada demesinin halkların kardeşliğini vurguladığını' söyledi.

Ayna'dan sonra söz alan Eşber Yağmurdereli, 'sosyalizm mücadelesinin uzun sürececek bir yolculuk olduğunu' vurgularken sözlerini 'yaşasın devrim ve sosyalizm' sloganıyla noktaladı.

Gülten Kaya'nın kürsüye davet edildiği anda hoparlörden yükselen Ahmet Kaya türküsü alanı dalgalandırdı. 'Ahmet Kaya ölümsüzdür' sloganları eşliğinde konuşan Gülten Kaya 'sevdiklerini kaybettiğini buna rağmen binlerce seveni ile bir arada bulunmaktan onur duyduğunu' söyledi. Binlerce kişinin ayakta alkışladığı Kaya, sunucunun 'sürgünde bıraktığımız Ahmet Kaya'yı, Yılmaz Güney'i, Nazım Hikmet'i artık ülke topraklarında görmek istiyoruz' sözleriyle uğurlandı.

Grup Nehir ve Grup MKM'nin türküleriyle süren anmada, Merhaba Sanat Tiyatrosu ve 78'lilerin ortaklaşa hazırladığı, Adil Okay'ın yazdığı, Ramazan Velieyceoğlu'nun yönettiği '12 Eylül ve İdamlar' adlı oyundan 'Erdal Eren'in idam sürecini anlatan bir bölüm sahnelendi. Erdal'ın yargılanması ve idam edilişinin sahnelendiği bölümlerde binlerce kişi 'Erdal Eren ölümsüzdür', 'devrim için düşene, dövüşene bin selam' sloganlarını attı.

Konuşmaların ikinci bölümü ise Deniz Gezmiş'in de avukatlığını yapan Rasim Öz'ün konuşmasıyla başladı. Öz, "1 Mayıs 1977 katliamcılarının yargılanması için çaba gösterdiğini, Ergenekon Savcılarına bu konuyla ilgili dosya sunduğunu ama yine de ilerleme kaydedilmediğini" söylerken, 'Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılarak darbecilerin yargılanması gerektiğine' vurgu yaptı.

EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, 'Denizlerin devrimci mirasının burada yaşatılmasından mutluluk duyduğunu, ancak iki ayrı sol grubun gençlerinin bu alanda kavga etmesinin ise üzüntü verici olduğunu' vurguladı.

DTP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş ise 'imha ve inkarla bir yere varılamayacağını, Kürt sorunun barışçıl yaklaşımla çözülebileceğini, İmralı'yı yok sayarak sorunun çözülemeyeceğini vurgulayarak' İmralı'da bulunan iradenin de dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri Kemal Bülbül ise 'alevilerin her zaman devrimcilerle yan yana olduğunu, devrim şehitlerinin hepsinin kendi şehitleri de olduğunu' vurguladı.

Grup Karar Sesi-Turhan Alıcı'nın seslendirdiği ağıt ve marşlarla süren anmada, Grup Umut'un seslendirdiği parçalara gençler sloganlarla eşlik ettiler.

Grup Yaşam Yolu'nun türkülerinden sonra başlayan forumda ise katılımcılar da düşüncelerini söylediler.

Çoğu politik faaliyetlerden uzak onbinlerce kişiyi alana toplamanın coşkusunu, küçük de olsa iki grup arasında yaşanan kavga ile gölgelenirken, seneye daha büyük ve daha coşkulu bir anma yapmak üzere sözleşen katılımcılar akşam saatlerinde ormandan ayrıldılar.

http://www.mersinyasam.com/

Hiç yorum yok: