16 Mart 2010 Salı

SOKAKLARDAN EMEKÇİLERİN, YOKSULLARIN ÇIĞLIĞI



Hüseyin Habip Taşkın

Bugünlerde sokaklarda parça parça olsa da bir hareketlenme var. Özünde hepimizin sorunu ekonomik, demokratik, kültüreldir. Yalnız ortada bir sorun var. Gözle görülebilen bir sorun… Bu parçalar, parçacıklar bir bütünü oluşturamıyor. Sorunda buradan kaynaklanıyor.
Ülkemizde emperyalizm güdümlü yaptırımlarla emekçilerin işçi hakları budanarak, hepten köle olmaları konumuna getirildi. Her geçen gün emekçilerin açısından kötüye gittiğini görmekteyiz. Bu sorun hepimizi ilgilendirdiği gibi çocuklarımızın geleceğini de etkilemektedir.
Emekçileri ilgilendiren sorunlar arasında taşeronlaşma var. Ucuz ve sigortasız işgücü var. 12 saat çalışma var. İşverenin iki dudağı arasında işten atılma var. Sağlıksız ve güvencesiz çalışma var. Sonuç olarak varları çoğalta biliriz. Bunların çözümü elbette vardır. Fakat sistem işleyişini sermayeden yana kurduğu için bütün yük emekçi işçilere, yoksul insanların sırtına bindirilmektedir.

Her kesimin düşüncesinde bir şeyler yapılmalı oluşurken, Deri İşçisi olan ve zaman zaman işsiz kalan evine ekmeğini nasıl götüreceğini düşünen, bir emekçinin önerisiyle başlanan adımlar sonucunda oluşan emekçi dernekleri Sigortasız Ve Güvencesiz Çalışmaya Hayır kampanyasını 06 Mart 2010’da İzmir- Kemeraltı girişinde basın açıklamasını okunduktan sonra iki buçuk saat süren imza kampanyası sonucunda 900 imza toplayarak, ilk kıvılcımı güçleri oranında yaktılar. Elbette bu güç diğer güçlerle birleşerek, toplumsal güce dönüştürülebilir.
Sigortasız Ve Güvencesiz Çalışmaya Hayır kampanyası çerçevesinde bir dizi eylemlilikler sırasıyla gündeme getireceklerdir. Bizlerin görevi de bu kampanyaya güç vererek, birlikte bu kıvılcımı güçlendirerek ortak olan sorunumuzu örgütlü gücümüzle örerek aydınlık bir geleceğe doğru taşımaktır.

Son günlerin modası kriz var! Gerçekten kriz var mı? Bu kriz emekçi işçilerin, yoksul halkların sorunu değildir. Sermayenin kendi arasında kızışan pastanın çoğunluğunu alma yarışıdır. İşin özünde yukarıda Filler tepişiyor… Altta kalan emekçi işçiler, yoksullar eziliyor.
Kriz adı altında çıkartılan fatura hep ezilenlere ödettirilmeye çalışılıyor. Amerika’da şirket sarsılır ya da batar fatura geri kalmış ülkelerin yoksul insanlarına çıkartılıyor. AB ülkelerinde de bir kriz olduğu zamanda bile geri kalmış ülkelere fatura kesilmiş oluyor.

Yılardır ABD’nin ve bu günkü AB’yi oluşturan ülkelerin gölgesinde kala kala ve IMF’nin tefeciliğinde soyula soyula bugünkü zor koşullara gelindi. AB’ye gireceğiz diye diye gırtlak patlatanlar. Aslında biz emekçilerin ceplerini delmekten başka bir şey yapmadılar.
Bir avuç sermaye saltant kayığında zevk ve sefasını sürerken, yığınlar alçak sürünmeye devam etmektedir. Yıllardır bizden “kemer sıkmamızı” isteyenler çıktı. “Batıl düşünce” diyenler çıktı. “Adil düzen” diyenler çıktı. “Limon gibi sıkacağız” diyenler çıktı. “Borsanın yukarıya çıkmasını ülkemizin iyiye gittiğini, aşağıya indiğinde kötüye gittiğini” yorumlayan Başbakanlarımız çıktı.
Dünden bugüne gelen hükümetler, Koalisyon hükümetleri hepsi sermayenin çıkarlarını savundular. Emekçi işçiler, yoksullar devamlı geri planda bırakıldılar.

Bugünkü oyunlar dünün devamıdır. Teknikler değişse de, biçimsel farklılıklar olsa da mantık ve işleyiş özünde aynıdır.

İşçiler, Sigortasız Ve Güvencesiz Çalışmaya devam ediyor. İşten atılmalar da devam ediyor. Yaşamda devam ediyor.

Sigortasız ve güvencesiz çalışmak bizim kaderimiz değildir. Bu kaderi değiştirecek olan yine emekçi işçilerin örgütlü gücüdür. Ezilen, horlanan her kesimin insanı, milliyeti, rengi ne olursa olsun! Örgütlü güce kendisinin ve çocuklarının geleceği için destek vermelidir.
Vakit geç olmadan, korkmadan, dolambaçlı yolla sapmadan Sigortasız Ve Güvencesiz Çalışmaya Hayır kampanyasına destek ver. Bu destek sayesinde zincir halkalarını çoğaltalım. Gelecek aydınlık günlerimizi belirlemek bizlerin elindedir. Bugün nokta gibi olunsa da, bu bir adımdır. Banane deme! Ey halk haykır içindekini… Daha neyi bekliyorsun, hedefine koşsana…

NEWROZ HAFTALIK SİYASİ YORUM GAZETESİ

Hiç yorum yok: