10 Kasım 2009 Salı

İttihatçı Özgürlük, Kemalist Çağdaşlık, Stalinist ve İthal Sosyalistlik



”Sosyalistlerin bir muhtarı bile yoktur. Otuz yıldır Fatsa Terzi Fikri efsanesi tüketiliyor. Bu ülkede 81 il 823 kaymakamlığı olan ilçe ve on binlece belde belediyesi vardır. Ben sosyalist bir muhtarım, ben sosyalist bir belediye başkanıyım diyebilecek kaç yer ve kişi var?”


Besim ALTUNÖZ

İttihatçı özgürlük, Kemalist Çağdaşlık, Stalinist ve İthal Sosyalistlik, solun Anadolu’da maya tutmamasının nedenidir. Yıllar yılı bu olumsuz fikirler sol olarak anıldı. Sol yıllar yılı marjinallikten halka uzak kalmaktan kurtulamadı.

İttihatçı özgürlük darbeciliktir tepeden inmeciliktir. Askerciliktir. Halkın veya bir iktisadi sınıfın talebini içermez. Paşalar oturur bir ferman yazar ve diğer diktatör olan Padişaha onu dayatır. Kendi içinde muhalefete izin vermez. Resneli Niyazi Paşanın katlini İttihatçılar nasıl açıklamıştır. Resneli Niyazinin ölürken ağzından tek bir sözcük çıkmıştır; Neden?

Neden?

Çünkü İttihatçı özgürlük cuntacılıktır. Darbeciliktir. Tepeden inmeciliktir. Halkın mücadelesinin olmadığı kazanımlardır. Lütfedilmiş haktır.

Kemalist modernleşme ucubedir. Alıntıdır. Kurtuluş savasında halk vardı. Bu yüzden zaferle sonuçlandı. Fakat 1923’ten sonra Bonapartçı bir kadronun programı ve projesi hayata geçmiştir. Yönsüz, köksüz, dayatmacı, karma. İlhami Güler Hocam bir sohbetinde Gelenekle bağlarını kesen her devrim çürüyor, demişti. Doğrudur, ispatlıdır.

Türkiye solunun TİP deneyimi dışında başka kitlesel bir örneği yoktur. Türkiye solu küçük burjuva karakteri taşır. Ne sendikal bir bağı vardır ne bir toplumsal kesimle bağ kurmuştur.
Sola en yakın duran aleviler bile sosyalistleri sevip CHP'ye oy verirler. Bu inançsızlıktır. Solun hiçbir toplumsal dinamikle bağ kurmayışının ispatıdır.

Türkiye solu dar kadrocudur. Bir türlü hayatın pratiğine dair çözümler önermez, bilmez ,her şeyi devrim sonrasına havale eder. Tüm dertler devrimden sonra çözülecek.

Bir örnek verelim Gerici Faşist Eğitime Son der bizim solcular fakat bu kadar solcu bilim adamı, akademisyen, yayıncı, hatta sendika çıkıpta; ey milli eğitim bakanlığı talim terbiye kurulu başkanlığı, bilimsel demokratik, çağdaş, özgürlükçü ilkokul Türkçe kitabı budur, hayat bilgisi bu, biyoloji kitabı budur, felsefe kitabı budur, dediğimiz bir çalışma yoktur. Reddediyoruz fakat yerine bir şey koyamıyoruz.

Reel hiçbir soruna ilişkin bir hal çare önermesi yoktur.

Sosyalistlerin bir muhtarı bile yoktur. Otuz yıldır Fatsa Terzi Fikri efsanesi tüketiliyor. Bu ülkede 81 il 823 kaymakamlığı olan ilçe ve on binlece belde belediyesi vardır. Ben sosyalist bir muhtarım, ben sosyalist bir belediye başkanıyım diyebilecek kaç yer ve kişi var?

İnsan aklı almıyor solcuların kendi aralarındaki husumet yüzünden Hopa’yı harcadılar. Allah Samandağ belediyesini korusun.

İllegalite devlet icadıdır. Sosyalistleri ve İslamcıları halktan uzak tutmak, onlarla kaynaşmayı önlemek, örgütlenmeyi baltalamak için baskı aygıtları ile sosyalistler illegaliteye mahkum bırakıldılar. Fakat Sosyalistler illegaliteyi de çok sevdiler. Bir türlü gün yüzüne çıkamadılar. İllegalitenin hastalık üreten yapısı sol örgütlülüğün kültürel dokusu oldu.

İllegalitenin yarattığı şartlar yüzünden sol özgürlükçü kişilik ahlak ve insan unsurundan uzaklaşıp, asker kişilikler, her koşulda biat eden kişiler yaratmıştır.

Bu kişiliklerden ancak kahramanlar çıkar. Daha öncede yazdığım gibi solun sadece kahramanları vardır. Bu kahramanlarsa hakkını teslim etmek gerekir ki dünya sol tarihine adlarını yazmıştır.

Ne Yapmalı?

Teori solu bölen bir unsur olmuştur sürekli. Anadolu topraklarının partisine ihtiyacımız vardır. Teori Anadoluda ki hayatın teorisi olmalıdır. Bu toprakların dilini konuşan, tüm ezberlerini bozmuş, bu topraklardaki hayata proje üreten, vicdanlı insanların kuracağı bir parti gerekmektedir.

Bu parti;
Sahabelerden Ebuzerin hayatını ve ütopyasını referans alan, Müslümanların ve Anadolu gerçekliğini kavramış, bu toprakların solcuların birliğinden kurulacaktır.

Namaz kılanlarla kılmayanları adalet kavgasında bir safta tutacaktır.
Kurulacak yeni bir parti Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu yeniden şekillendirebilir. Alınterini iktidara taşımakla kalmayacak, ülkeyi değiştirecektir.

Yapacak çok işimiz var. Ne Godot’u bekleyecek lüksümüz var, ne kendilerini Godot (Mesih, kurtarıcı, imam, önder, öncü) yerine koyanların bekleyin deme lüksü vardır.

Hayat akıyor. Siz hayata karşı hangi sözü söylüyorsunuz?

O zaman ne bekliyoruz.

---------------

http://www.fikirzamani.com/

Hiç yorum yok: