7 Mart 2010 Pazar

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü


Salim Turgut
turgutsalim@hotmail.com

Bugün 8 Mart. Yani ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’. Bundan tam bir buçuk asır (8 Mart 1857) yıl önce Newyork’lu 40 bin dokuma emekçisinin insanca çalışma istemiyle başlattıkları grevde, polis saldırısı ile birlikte çıkan yangında çoğu kadın toplam 129 emekçi hayatını kaybetti.

Kapitalizmin azgın saldırısının en somut ifadelerinden biri olan bu olay, yıllar sonra dünya sosyalist hareketin merkezi örgütlenmesi olan II. Enternasyonalin 1910’da Kopenhag toplantısında gündeme geldi. Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin üst düzey yöneticilerinden ve ‘Kadın Sorunu’ konusunda uzman olan Clara Zetkin’in önerisi ile II. Enternasyonal, 8 Mart 1857’de öldürülen kadın emekçilerin anısını yaşatmak için, katliamın yapıldığı 8 Mart’ı ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlamaya karar verdi.

Bu tarihten sonra 8 Mart ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak tüm dünyada kutlanmaya başlandı. Tabii bu günün, emekçi kadınların günü olarak kutlanmasında II. Enternasyonal’in kararının yanı sıra ünlü kadın devrimciler Aleksandra Kollantay, Clara Zetkin ve Rosa Lüksemburg’un verdikleri mücadeleleri de burada saygıyla anmak gerekir.

Emekçilerin hak arama mücadelesinde bedel ödedikleri günün anısının yaşatılması için her yıl düzenledikleri bu etkinlik zaman içinde kapitalizm tarafından keşfedildi. Birleşmiş Milletler örgütü 1977 yılına kadar ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlanan 8 Mart’ı ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlamaya karar verdi. BM’nin bu kararını günün anlam ve içeriğini boşaltmaya yönelik bir karar olarak görmek gerekiyor. Çünkü, 1910 yılından beri 8 Mart ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlanırken, BM’nin bu kararından sonra kadınları ikiye bölündü. Günün gerçek sahipleri olan emekçi kadınlar, 8 Mart’ı özgürleşmenin ve sömürüye başkaldırının miladı görüp ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlarken, kapitalistler ise tüketim toplumunun tüm nimetlerini pazara sürerek, 8 Mart’ın eş ya da sevgililer tarafından özel hediyelere boğulduğu, bir günlüğüne kadının özelleştiği ve güzelleştiği ‘Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamaya başladı.

Bu kararın etkisi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok kısa süre sonra görülmeye başlandı. Sistem, bu anlayışları geliştirici, önünü açıcı ortamlar hazırladı. Özellikle, 12 Eylül 1980 darbesi ile birlikte sistemle bütünleşmiş, sistemin bekası için mücadele eden ‘kadın örgütleri’ hızla gelişti. Bu süreç, emekçi kadınların sınıfsal mücadeleden ayrı tutulamayacak olan özgürlük mücadelesinin içeriğini boşaltıp, ‘erkeğe karşı mücadele’ye dönüştürmeye başladı. Bu hareketler, 12 Eylül’ün solda yarattığı fiziksel kırılmayı, ideolojik kırılma haline dönüştürebilmek için bilerek ya da bilmeyerek önemli katkılar sağladılar.

Geldiğimiz şu aşamada kavramları yerli yerine oturtmanın zamanı gelmiştir. Her günün anlamı ve önemi tarihinden gelmektedir. 1857 yılında Newyorklu kadın işçilerinin hak arama mücadelesindeki bedel ödedikleri tarih olan 8 Mart, tarihinden gelen mücadele ve hak arama günü olarak kutlanmaya devam etmelidir. Yani 8 Mart ‘Dünya Kadınlar Günü’ değil, ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’dür.

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!..

----------------
Not:Aleksandra Kollantay : Bolşevik Parti Merkez Komite üyesi

Clara Zetkin : Alman Soysal Demokrasi Partisi önderlerinden

Rosa Lüksemburg : Polanya asıllı Rosa Luksemburg Alman Komünist Partisi’nin de kurucularındandır. I.Dünya savaşına karşı çıktığı ve Alman Emperyalist savaşına karşı iç savaşı savunduğu için Almanlarca öldürülmüştür.

Hiç yorum yok: