9 Mart 2010 Salı

Mülkiyetin gerekliliği ve gereksizliği


Hasan Şahingöz

Ct55 1Nolu F Tipi Cezaevi
TEKİRDAĞ

Bilindiği gibi, tüm canlılarda olduğu gibi insan türünde de yaşamın devamlılığı için, beslenmeye, barınmaya, tehlikelerden, doğal afetlerden korunmaya, bilgiye-eğitime, teşhis ve tedaviye, iletişime, uyumaya, dinlenmeye ihtiyaç vardır. Eğer insan, ihtiyaçlarını karşılayamaz, çevre şartlarına uyum sağlayamazsa yok olur.

Yok olup gitmemek için insan, ihtiyaçlarını karşılamak, ihtiyaçlarını karşılamanın gereğini yerine getirmek zorundadır. Zira insanlık tarihi, doğal ve kaçınılmaz olarak, bunun, yani ihtiyaçlarını karşılama çabasının, mücadelesinin tarihidir.

Evet, ihtiyaçları karşılamak bir çabayı, bir mücadeleyi gerektirir. Çünkü doğanın kendiliğinden üretimi, insanın ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamadığı ile, doğal üretimin insanların ihtiyaçlarını karşılamaya yetip yetmemesi ile ilgilenmez, ilgilenmemiştir de...

Doğanın doğal üretimi, insanların tamamının ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğinde, insan çevre şartlarına uyum sağlamayı başaramadığında, her zaman açlığın, kıtlığın, depremlerin, aşırı soğuk ve sıcakların, iklim değişikliklerinin elinde hep bir kırıma uğramıştır.

Maalesef, doğanın doğal üretimi, insanlığın ihtiyaçlarını yeter düzeyde karşılamaya da hiçbir zaman yetmemiştir. İnsanlık yüzbinlerce, hatta milyonlarca yıldan beri hep kıtlıklarla, yokluklarla karşı karşıya kalmış. Kıtlıkların, yoklukların üstesinden gelmek için de aklını ve olumlu fiziksel özelliklerini kullanarak, üretime, doğanın üretimini yönlendirmeye başlamıştır.

Mülkiyet, işte bu kıtlığın, yokluğun sonucunda bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. İnsanlar, kendi yaşamlarını kurtarabilmek için, yaşam gereklerini birbirlerine karşı mülk edinmeye başlamışlar. (Kıtlık, yokluk, mülkiyeti/mülk edinmeyi doğurmuştur.)

Mülkiyet kıtlıktan, kıtlığın neden olduğu bir gereklilikten doğduğuna göre, mülkiyeti ortaya çıkaran şartlar/gerekler ortadan kalktığında, mülkiyetin, yaşam gereklerini mülk edinmenin de ortadan kalkması kaçınılmaz bir şeydir.

Peki, mülkiyeti, yaşam gereklerini insanların birbirlerine karşı mülk edinmesini ortaya çıkaran kıtlık, yokluk bugün ortadan kalkmış mıdır?

İstatistiki bilgiler, veriler bu soruya olumlu bir cevap vermektedir.

Bilim ve teknikteki gelişmeler üretimi öylesine bir seviyeye çıkarmıştır ki, artık, tüm dünya nüfusunun besin, yaşam ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecek bir seviyeye ulaşılmıştır. Bu nedenledir ki, en azından temel yaşam gereklerinde mülkiyet, deyim yerindeyse bir saçmalık halini almaya başlamıştır.

Bu saçmalık nedeniyledir ki, bugünkü dünya nüfusundan daha fazla bir nüfusu besleyebilecek bir besin üretimine ulaşılmış olmasına rağmen, 1 milyarı aşkın insan açlık çekmektedir. Her yıl 30 milyon insan açlıktan ölmektedir. 2 milyar insan, günümüzde bu sorunlar rahatlıkla çözülebilecekken, sağlık ve elektrik hizmetinden mahrum yaşamaktadır. Üçte ikisini kadınların oluşturduğu 1 milyar insan okuma yazma bilmemektedir. 6-11 yaş arasındaki 150 milyon çocuk okula gidememektedir. İnsanlığın yarısı, yoksulluk sınırı olarak belirlenen günlük 2 dolardan daha az bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır.

Çünkü dünyanın en zengin üç kişisi, en yoksul 48 ülkenin brüt iç hasılasından daha büyük bir servete sahiptir. Dolar milyarderi 358 kişinin serveti, 2.6 milyar insanın yıllık gelirinin toplamından daha fazladır. Yeryüzündeki zenginliğin yüzde 80’ini dünya nüfusunun sadece yüzde 20’si tüketmektedir...

İşte bu nedenledir ki, üretim araçlarının mülk edinilmesi, gelir dağılımı ve zenginliğin adaletsiz paylaşımı ile bir sorunumuz var. İşte bu nedenledir ki, herkesin üretim araçlarının mülk edinilmesi, gelir dağılımı ve zenginliğin adaletsiz paylaşımı ile bir sorunu olmalıdır. Zira eğer insan iradesi kıtlık, yoksulluk sorununun üstesinden gelebilmeyi başarmışsa, elbette ki mülkiyetteki, gelir dağılımındaki, zenginliğin adaletsiz paylaşımındaki sorunun üstesinden gelmeyi de başarabilecektir.

-----------------
Makaleyi ileten: Habib Taşkın
habibtaskin@gmail.com

NEWROZ GAZETESİ HAFTALIK SİYASİ YORUM GAZETESİ

Hiç yorum yok: