14 Ağustos 2009 Cuma

DİL ANLAYIŞIMIZDAKİ CİDDİ SIKINTILAR


”Aylar önce TDK Başkanı Sayın Ş.Halûk Akalın'ın ısrarla belirttiği: "Yoksullaştırılan dilimizi zenginleştireceğiz." yollu açıklamalarının neler getireceğini merakla beklerken bir de baktık ki birçok ad tamlaması ve sıfat tamlamasını madde başı yaparak dilimize katkıda(!) bulunmuşlar. Bir ilkokul öğrencisine bu görevi verselerdi Türkçeye onlardan daha fazla katkıda bulunurdu aslında...”

Nuri Sağaltıcı
nurisagaltici@hotmail.com

Tanzimat'tan beri, hatta daha önceki dönemlerden beri Türk aydını dil konusunda şaşkın ördek gibidir. Bir yandan kendi dilinin derdine düşmüş, bir yandan da Arapça ve Farsçadan aldığı binlerce sözcüğe kendi dilinin öğeleri gibi bakma çelişkisini yaşamıştır. "Biz bunları Türkçeleştirdik." gibi basit ve mantıkdışı bir yol izleyerek bir tür savunma mekanizması geliştirmiştir. Kendi dilini işleyemediği ve onu geliştiremediği için duyduğu ezikliği bu yoldan kapatmaya çalışmıştır. Fakat dillerin zenginliği konusu açıldığında da aynı açıklarını övünç kaynağı saymıştır. Bugünkü aydınlarımızda bu anlamda değişen bir şey yok aslında.Türk Dil Kurumu'nun son yıllardaki çalışmalarına baktığımızda bunları düşünmemek olanaksız diye düşünüyor insan.

Sanal ortamda dil sevdalılarına sundukları sözlük anlayışı, aslında bu söylediklerimizi destekler niteliktedir. Bu kurumda söz sahibi olan pek çok insanın dil konusunda ne kadar yetersiz olduklarını da gözler önüne sermektedir.Eski bir yazımda eleştirdiğim "chat" sözcüğünü önce özgün biçimiyle "chat" diye yazıp sonra "çet" diye değiştiren, daha sonra da her ikisini sözlükten kaldırıp başka bir maddeye gönderme yapıp "söyleşi,sohbet,yarenlik,gevezelik etmek" biçiminde açıklamak ancak bugünkü TDK'nin sağlayabileceği bir başarıdır. Bu sözcük halk arasında "chat" biçiminde yerleştikten yıllar sonra ayıkmak ve bu sözcüğün doğru yazım biçimini tam olarak kestirememek ancak bizdeki TDK gibi bir kurumun yeteneği olabilirdi.

Aylar önce TDK Başkanı Sayın Ş.Halûk Akalın'ın ısrarla belirttiği: "Yoksullaştırılan dilimizi zenginleştireceğiz." yollu açıklamalarının neler getireceğini merakla beklerken bir de baktık ki birçok ad tamlaması ve sıfat tamlamasını madde başı yaparak dilimize katkıda(!) bulunmuşlar. Bir ilkokul öğrencisine bu görevi verselerdi Türkçeye onlardan daha fazla katkıda bulunurdu aslında. Çünkü sözlükte Türkçedeki bütün ad tamlamalarını ve sıfat tamlamalarını toparlayamamışlar. Bu mudur dile katkınız sayın dil uzmanları?

Eski birkaç yazımda eleştirdiğim ve yine TDK sözlüğünde "bileşik eylem" gibi gösterilen "yol almak, cevap vermek,soru sormak, önem vermek, bilgi vermek..." sözcükleri de Türkçeyi yapay yoldan geliştirmenin bir başka örneğidir. Adamakıllı oturup Türkçenin asıl sıkıntılarına çözüm bulacaklarına yapay yollar keşfederek günü kurtarmak Türkçeye katkı mıdır?

Türkçenin onca yazım sorunu, okul kitaplarında defalarca dile getirilen onca çelişki varken bunlarla uğraşmak ancak çelişkilere bir yenisini ekler.TDK'nin Türkçe Sözlük'ünde maddebaşı yer alan "açık hava sineması, adres defteri, bira bardağı, Arap alfabesi, oy sandığı..." gibi son derece komik ve bilimdışı örneklerle sözlük hazırlanmayacağı açıktır. Örneğin, "oy sandığı" tamlamasının yanına "çeyiz sandığı, eşya sandığı, portakal sandığı, mandalina sandığı, muz sandığı, elma sandığı, armut sandığı" gibi örneklerle sürdürseydiniz, Türkçemiz daha çok gelişirdi, değil mi? "Bira bardağı" nın yanına "çay bardağı, kola bardağı,süt bardağı, su bardağı, rakı bardağı..." eklenebilirdi aslında niye acele ettiniz sözlüğü hazırlarken. Biraz daha düşünemez miydiniz, Türkçede örnek mi yoktu aşkolsun!

Dil Derneği Başkanı Sayın Sevgi Özel'in TDK'nin "Türkçe Sözlük"üyle ilgili eleştirisindeki düşüncelere bu anlamda katılmamak olanaksız. Dil, kişisel çekişmelerin ve makam sevdalarının tatmin edileceği bir alan değildir, toplumun malıdır. Bu bilinçle dile sarılmak, önyargısızca dile yaklaşmak zorundayız. Yanlış nereden gelirse gelsin yanlışı eleştirmek, doğruları da sonuna kadar desteklemek her yurttaşın görevidir.Türk Dil Kurumu, bir devlet kurumu olarak üstlenmesi gereken ciddi görevinin farkında mı acaba? Biraz daha bilimsellik ve ciddiyet lütfen.

---------------------
http://www.nurisagaltici.blogspot.com/

Hiç yorum yok: