26 Eylül 2009 Cumartesi

HANGİ SOL?


Mustafa Elveren -Em. Öğrt.
gomanweb@gmail.com
"Geçmişte aynı örgütün saflarında mücadele etmiş, bugün ise, farklı çizgilerde görünen ve birbirlerini ajan-işbirlikçi gibi suçlamalarla tehdit eden bazı “eski tüfek solcular”ın içine düştüğü çıkmaz karanlık yolu öğrendikçe, insanın; “iyi ki ben bu örgütlerin içine düşmemişim” diyesi geliyor..."


Türkiye’deki mevcut SOL örgütler çok garip ve karmaşık bir görünüm sergilemektedirler. Aynı örgütün hücrelerinden oluşan sol örgütler bile yeniden atom çekirdeği gibi parçalanıyorlar. Öyle bir hale gelmiş ki, bir dergiyi yayınlayan, hatta bir internet sitesini kurup, bir araya gelen birkaç kişi bile kendilerini yeni bir sol oluşum olarak lanse etmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla, hangi siyasi örgütün SOL, kimin solcu olduğunu anlamak zorlaşıyor.

TKP'den günümüze kadar genellikle kişisel koltuk hırslarını ideolojik gerekçe yaparak Amip gibi bölünen bir SOL ile karşı karşıyayız. Böyle bir SOL’u tekrar birleştirmek mümkün mü? Bence Dünya'da en zor iş solcuları bir araya getirmektir.

Web üzerinden Kimi görüntülü, kimi sesli, kimi de sadece yazılı olarak ya da tümünü bir arada bulunduran bazı chat odalarında “BİZ BİZE CELL” şeklinde yapılan yorum ve yazışmalarda; eleştiri adı altında birbirlerine saldıran, hakaret eden, hatta tehdit eden lümpen bir “SOL” kültürünün oluşmakta olduğunu ibretle izlemekteyim. .

Geçmişte aynı örgütün saflarında mücadele etmiş, bugün ise, farklı çizgilerde görünen ve birbirlerini ajan-işbirlikçi gibi suçlamalarla tehdit eden bazı “eski tüfek solcular”ın içine düştüğü çıkmaz karanlık yolu öğrendikçe, insanın; “iyi ki ben bu örgütlerin içine düşmemişim” diyesi geliyor.

Diğer taraftan, “Türkiye SOL”u ile “Türk SOL”u denilen ucubenin birbirine karıştığı, başka bir ifadeyle “At izinin it izine karıştığı” bir SOL bataklık meydana gelmektedir. Kendimi bir SOL bataklığın içinde çırpınan şaşkın bir ördek gibi hissediyorum. İşte SOL’la ilgili olarak aklıma gelen birkaç soruyu buraya aktarmak istiyorum:

-Kürt karşıtlığını yapan ulusalcı ve tekçi zihniyetli militarist “Kemalist SOL” mu?

-Hala Kemalizm'i aşamamış sözüm ona "Özgürlükçü SOL" mu?

-Sadece Leninizm teorileriyle yetinip, yeni düşünce üretmeyen, tek bir kalıba giren ve yıllardır bu kabuğunu kıramayan "Devrimci SOL” mu?

-Türkiye Komünist Partisi adıyla kurulan ve TKP harflerinden başka hiçbir komünist içeriğe sahip olmayan “mirasyedi Komünist SOL” mu?

-SOL maskesini takıp, mafyanın emrinde çetecilik yapıp, işçi-emekçi değerlerimizi utanmazca kullanan “Çeteci SOL” mu?

-Kürtlerin en büyük celladı olan Saddam’ın anlaşmazlığa düştüğü ortağı emperyalist ülke tarafından yakalanmasına üzülen ve Saddam için yas tutan sözde “Türkçü SOL” mu?

-Her gün beş vakit Kürt Özgürlük hareketine ve onun liderine hakaret etmeyi kendine görev edinen, yıllardır hiçbir gelişme gösteremeyen sözde “Kürtçü SOL” mu?

-Dersim’den öteye gelişemeyen, sadece Alevilik ve Zazacılık zeminini kullanarak, dernekçilikten kurtulamayan “Alevi SOL” mu?

Yukarıdaki sorulara doğru yanıtlar verebilirsek, o zaman belki ortak hedeflerde bir sol çizgiyi yakalayabiliriz. Aksi halde “Ben, sen bir de bizim teyze kızı” ya da “küçük olsun benim olsun” gibi SOL örgütlenme tiplerinden kurtulamayız. Başta yoksul emekçiler olmak üzere tüm demokratik kişi ve kuruluşlar bunun acısını çekmeye devam edecektir.

SOL, sevabıyla-günahıyla geçmişteki hatalarını, kavgalarını ve didişmelerini tarihe gömmelidir. SOL yeni bir sayfa açarak, kendi aralarında birlikte yaşama kültürünü öncelikle geliştirip, toplumun her kesimine örnek olmalıdır.

Solun da, sağın da, Kemalistlerin de, İslamcıların da, Alevilerin de, Kürtlerin de ve diğer halkların da bence tek kurtuluşu evrensel demokrasiyi özümseyerek, birlikte yaşama kültürünü bir an önce hayata geçirmeleridir. Dolayısıyla, demokratik ve laik bir ülke sistemini oluşturmak herkesin yararınadır. Ancak, birlikte yaşama kültürünü hayata geçirmek için evrensel demokrasiyi ülkemize yerleştirmek şarttır.

Bu durum sınıf mücadelesine ve sosyalist devrime engel değildir. Bence yeni bir “SOL”u oluşturmanın tam zamanıdır. Benden hatırlatılması…
25.09.2009

----------------------------
E-POSTA : mustafaelveren@gmail.com

Web : http://www.gomanweb.com/

Hiç yorum yok: