14 Ekim 2009 Çarşamba

SAVAŞIN DİĞER TARAFINDA ESEN RÜZGÂR



Hüseyin Habip Taşkın
habibtaskin@gmail.com

Savaşın adı bile ürkütücüdür ama savaşlar insanlar tarafından kaçınmaz hale getirildi. Vatan, millet edebiyatıyla insanların düşüncelerine hükmederek ve şehitlik mertebesi nutuklarıyla başka bir konuyu düşünemez hale insanlar getirildi. Üst kademedeki insanların çevirmiş olduğu entrikalarla elde etmiş olduğu başarılar küçümsenemez.

Zamanın dilimlerinde katledilen masum hakların kanları vardır. Durmadan sermayenin çıkarları için kanlar akıtılmaktadır. Kanı kim akıtacaktır! Sermayenin askerliğini yapan kendilerine insanım diyen yapacaktır. Peki, farkımız nedir! Sınıf mücadelesinde ezilen, sömürülen kesmin yanında sermayeye karşı yerimizi almamızdır.

Sermaye silahını, bombasını yenileyerek üretir. Bu ölümcül silahların denenmesi için alanlar oluşturmaktadır. Onun için koşullar yaratır. İnsanların ölmesi, engelli kalması, mülteci konumuna düşmesi sermaye açısından hiç önemli değildir. Hatta ve hatta kendi vatandaşlarının ölmesi, engelli kalması onlar açısından bir sakınca taşımaz. Çünkü insan sevgisi onlarda olmadığı gibi paranın sıcaklığı onlar için yeterlidir.

Amerikan emperyalizm’i Irak’ı ve Afganistan’ı işgal ederken uydurduğu yalanlarla dünyadaki insanları kandırmaya çalıştı. Ayrıca kendi vatandaşlarına da yalan söyledi. Ülkesinde bulunan ve orada kaçak yolla çalışan yabancılara bir çağrı yapmıştı! Savaşa katılırsalar oturuma iznine sahip olacaklardı diye! Bu göçmen ve kaçak insanlar oturum alacağım diye kendisiyle sorunu olmayan Irak ve Afganistan’daki işgallerde yer aldı. Birçoğu da işkence olaylarına katıldı. Birçok mahsum insan kadın, erkek, çocuk, yaşlı ayrımı yapılmadan öldürüldü. Kısacası bu vahşete ortak oldular.

Göçmen vatandaşların ve aileleri varsa, akıttıkları kanlar sayesinde eğer oturum almışsalar vicdanen rahat olup olmadıklarını bilemem! Aynı soru Amerika’nın kendi asker vatandaşları içinde geçerlidir. Bildiğim bir konu varsa, Amerikan emperyalizm’i Vietnam’ı işgal ettiğinde oradaki halk gereken tokadı emperyalizm’in suratında patlatmıştı. Amerikan askerleri savaş sonrası ülkelerine döndüğünde psikolojik travma yaşarlarken, alkol, uyuşturucu ve bir başkasının canına kast edenler olmuştu.

Irak ve Afganistan’da da savaşan Amerikan askerleri kolay lokma diye girdikleri, herhalde bu yerleri babalarının çiftliği sanmış olacaklar ki, başlarına dert aldıkları çiftliklerden çıkış yolu aramış olacaklar ki, ülkelerine geriye gönderdikleri 300 bin asker psikolojik travma ile baş başa kaldıklarını ve gün geçtikçe belirginliğin fark edildiğini American Jurnal of Puplic Health adlı yayın organının yapmış olduğu araştırma sonucunda ortaya çıktı.

Emperyalistlerin ne kadar modern ölümcül silahları olursa olsun, savaş bu! Hem de haksız savaş! Oradaki halkların elerlide boş duracak hali olmadığından, işgalcilere gerektiği gibi yanıt verecektir. Buda doğal bir haktır.

Amerikan askerleri kendi ailesi içinde sorun yaratmaktadır. Çevresiyle ve ailesiyle uyum sağlayamamaktadır. Dergide araştırma sonuçlarından ortaya çıkan travma sonrasından yüzde 22si psikolojik sorunlarla baş başa kalmaktadır. Yüzde 17’sinin depresyonla, yüzde 7’sinin alkol, yüzde 3’ü uyuşturucu sorunuyla baş başa kalmaktadır.

Araştırmanın sonuçları, California Üniversitesi ve Veterans Affairs Medical Center tarafından uzunca bir dönemin 2002 ile 2008 yılları arasındaki çalışma verilerine dayanıyor. Geniş kapsamlı çalışma yapma olasılığı olmadığı halde bu veriler gözlemlememize ışık tutuyor.

Savaştan sonraki yaşantılarında onların büyük bir çoğunluğunun işsiz ve evsiz kalma gibi sorunlar yaşadığını, Vietnam savaşında askerlerin yüzde 10’u, bugün ise yüzde 40’ı psikolojik problemli yaşadığı araştırmanın verilerin de yerlerini almaktadır.

Özetlersek, haksız savaşta tanımadıkları insanlara işkence ve baskının dozajlarının katlanarak artması, birde kendi kendilerine elbette sormuşlardır! Bizim ya da benim Irak’ta ve Afganistan’da işim ‘işimiz’ ne?

Petrol için, Ortadoğu’ya hâkim olabilmek ve oradan Asya ülkelerine açılabilmek için emperyalizm kana doymadı. Birçok ailenin ocakları bilinçlice söndürüldü. Irak ve Afganistan emperyalizme dar edildi. Çıkmaz sokaklarda modern aletleriyle ölüm kusarlarken, kendi askerleri de, psikolojik travma geçirmeye devam etmektedir.

Savaştan evlerine dönen Amerikan askerleri yaşamları boyunca yapmış oldukları insanlık dışı uygulamaları unutamadıkları gibi akıllarına devamlı gelecektir. Buda onların vicdanen rahatsız olduklarını gösterir.

Bush döneminde bir yetkili, dünyada ‘Amerikan karşıtı’ insanların sayısının artığına vurgu yapmıştı. Elbette doğru bir tahminde bulunmuştu. İnsanlık dışı uygulamalarına, işgallerine hiçbirimizin alkış yapacak hali yok!

Sömürü çarkı devam ettiği sürece, emperyalizm’in askerleri daha çok bunalım geçirmeye devam edecektir. Gün gelecek devran dönecek emperyalizm yapmış olduğu tüm insanlık dışı uygulamalardan dolayı halklara hesap verecektir.

Hiç yorum yok: