9 Ekim 2009 Cuma

TÜRKİYE’DE YAŞANAN ÇELİŞKİLER




Mustafa Elveren-Em.öğrt.
mustafaelveren@gmail.com

“İnandığı gibi yaşamak, yaşadığı gibi inanmak” ya da “göründüğün gibi olmak, olduğun gibi görünmek”. Bu söylemleri anlamlı ve doğru buluyorum. Bunun tersi yapıldığı sürece, yaşamımız hep çelişkilerle geçer. Çelişki; “bir şeyin doğru kabul edildiği halde yanlış olduğunun ispatlanması sonucu ortaya çıkan durum” (itusözlük). Kısacası tutarsızlıktır.

Hükümet, önce “Kürt Açılımı”, sonra “Demokratik Açılım”, şimdi de “Milli Birlik Açılımı” olarak isimlendirdiği çok çelişkili bir şekilde bizi aldatmaktadır.

Başbakan Sayın Erdoğan’ın birçok konuda söylemleri ile uygulamaları arasında sıkça çelişki yaşadığına tanık olmaktayız. Sadece Başbakan mı? Hukuk, sağlık ve Basın-yayın kuruluşları ile Devlet’in birçok kurumlarında da sıkça çelişkiler yaşanmaktadır. İşte son günlerde ülkemizde yaşanan bazı çelişkiler;

Türkiye Başbakanı’nın bir taraftan Ahmedi Xani’den Saidi Nursi’ye kadar uzanan birlik-beraberlik ve kucaklaşma söylemi, diğer taraftan askerin Güney Kürdistan’a operasyon yapması için Meclis’ten yetki tezkeresini çıkarması tam bir çelişki değil midir?

Bir taraftan hunharca katledilen Türk kızı Münevver için Google’ye göre tam bir buçuk milyon tane haber yapılması, diğer taraftan Lice’de askeri karakoldan atılan havan topu ile bedeni paramparça olan ve bu parçaları annesi tarafından toplanan 12 yaşındaki Kürt kızı Ceylan’la ilgili olarak sadece 390 haberin yapılması Türkiye basınının içine düştüğü çelişkiyi çok net olarak göstermektedir.

Sahte dinci birisi küçük yaştaki bir kıza cinsel tacizde bulunuyor ve Adli Tıp Kurumunca; “Taciz kızın beden ve ruh sağlığını bozmamış” şeklinde rapor düzenlemesi, kamuoyunun yoğun baskısı üzerine, bu defa tersi bir raporu hazırlayıp mahkemeye göndermesi çok ayıp bir çelişki olarak Türkiye’nin siciline işlendi.

“Sayın Öcalan” dedikleri için yargılanan ve yargılama sonucunda temyiz edilen aynı içerikteki iki ayrı mahkemenin kararına Yargıtay tarafından birini cezalandırıp, diğerini beraat ettiren iki farklı onama yapılması hukuk adına büyük bir çelişki olarak yine Türkiye’nin kötü siciline yazılmıştır.

Güvenlik güçlerinin gaz bombası ile saldırdığı protestocular polisten kaçarken, eli sopalı sivil kişilerin saldırısına uğraması da çelişkilerin en rezilidir.

“Bir elin nesi var iki elin sesi var” / “Nerde çokluk orda b.kluk” Eğri otur doğru konuş” / “Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar” gibi onlarca çelişkili atasözleri olan bir kültürün olduğunu söylemek bence abartılı olmaz.

“Yüzde doksan dokuzu Müslüman” olduğu iddia edilen Türkiye halklarının inandığı yüzlerce hadis ve onlarca ayetin çelişkili olduğunu burada örnek vermeye gerek görmüyorum. Umarım ki, bu konuda uzman kişiler bir gün cesaretle bu çelişkileri ortaya koyacaklardır.

Hükümetinden muhalefetine, hukukundan basınına, atasözlerinden dini söylemlerine kadar çelişkilerle dolu olan bir Türkiye’de demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.

Günümüz siyaset konjonktürü çerçevesinde bakıldığında; “Demokrasi mücadelesinin komünist devrimin önünde engeldir” söylemi de bence bir çelişkidir.

Çelişkilerden arınarak, göstermelik demokrasiden kurtulup, evrensel demokrasiyi ya da “Demokratik Cumhuriyeti” inşa edinceye kadar demokrasi mücadelemiz devam etmelidir.

WEB : http://www.gomanweb.com/

Hiç yorum yok: