30 Aralık 2009 Çarşamba

MADENDE UCUZLAYAN YAŞAMLAR


Hüseyin Habip Taşkın
habibtaskin@gmail.com

Kara mizahlık olaylar yaşanmaya devam ediyor. Hukuk nasıl işliyor? Adalet tartısını nasıl ayarlıyor? Belli değil. Her işimiz ortalığa savrulmuş, toz duman gidiyor işte… Canlar gidiyor. Yürü be kulum yürü bu düzen sizin için biçilmiş, sermayedar bunun için rahat…
Bursa’da Mustafakemalpaşa İlçesi’ne bağlı Alpagut Köyü yakınlarındaki Bükköy Madencilik’e ait kömür ocağında, perşembe gecesi meydana gelen grizu patlamasında 19 işçi yaşamlarını yitirmiş, 13’ü olay sırasında maden ocağında, 4’ü ise kurtarma çalışmaları sırasında olmak üzere 17 kişi de yaralanmıştı.

Maden ocağında müfettişler tarafından yapılan ön inceleme tamamlandı. Yetkililerin tespitleri, yetersiz havalandırma, hatalı gaz ölçümü ve dinamit patlatılırken yapılan yanlışlıklar olarak özetledi. Bir işçinin, “Bize tehditle dinamit attırıyorlardı” sözleri facianın nasıl geldiğini ortaya koydu.

Maden ocaklarında insan yaşamı bu kadar ucuzdur. Ucuz işgücü yetmezmişçesine, işi daha ucuza çıkartayım diyen patron gereken önlemleri almaz. Çünkü denetlemelerde rüşvet döndüğü için, ‘hatırı sayılır kişi’ olduğu için yetkililer görmemezlikten gelir. Daha önce de altı ay kapatılmış bu maden.. Yani ocak da sabıkalı.. Hem eksikliklerini tamamla diyeceksin, bir yandanda çalışmaya göz yumacaksın!

580 lira maaşla 19 işçinin yaşamı göz göre göre yok edildi. Yuttukları kömür tozları ile akciğerden ölüme mahkûm olan madencinin ortalama yaşını bilen var mı? Hayvan haklarını savunanlar sokağa dökülür, bazı kurumları basar, sokakta protesto yürüyüşü yapar… Bu ülkede hayvanın sahibi var da, madencinin yok. Beş yüz seksen lirayı ayda kazanmak öyle kolay değil! Patron bu, günde sekiz saat çalışma hayal ürünü günde bilmem kaç kilo kömür çıkarmaları gerekiyormuş, anlaşmaları böyleymiş! Kanunları ve yasaları çıkaranlar hep patronların iyiliğine çalışmış.

Patlamanın yaşandığı saatlerde maden ocağından ayrılan ve ölümden dönen madenci İbrahim Dursun, maden ocağının ihmallerinden söz ediyor. Dursun, içeride biriken gazı defalarca yönetime bildirdiğini ancak hiçbir önlemin alınmadığını belirtiyor: “Biz çıkarken gelen arkadaşlara, ‘içerde gaz var. Biz dinamit kullanmadık. Kazmayla kazdık, siz de dinamit patlatmayın’ dedim. Ama onlar bir dinamit patlatmışlar, bir şey olmayınca bir tane daha patlatmışlar. Sonra da gaz patlaması olmuş. Zaten doğru düzgün tahkimat yapmıyorlar. Yattığımız yerde çalışıyoruz. Ayağa kalkamıyoruz. Çok alçak. Bazı yerleri sürünerek geçiyoruz. Kafamıza lamba bile vermiyorlardı. Işıksız çalışıyorduk. Müdürümüz Hayrettin Bey’e dedim ki, ‘abi burada gaz var, çalışamıyoruz’. Bana küfrederek ‘hadi lan ne gazı. Burada gaz yok’ dedi. ‘Sen burada bir saat dursana, bakalım nasıl olacak’ dedim. ‘Gaz yok, işine bak’ diye beni tersledi…”

İbrahim Dursun’un anlatımları bir gerçeği ortaya çıkarıyor: Genelde yaşanan işçi ihlalleri ve patrona en yakın uşak grubunda müdür unvanıyla görev alan kişiler…
Bükköy Madencilik’e ait kömür ocağında yaşanan faciada öylece tarihin sayfalarında ‘faili meçhul’ olarak yerini alacak…

Maden işçisi: 110 bin
Kömür işletmesi: 462
Diğer madenler.: 492Taş,
kum ocağı: 2599
(2005 rakamları)

2008’de 43 madenci öldü.

Madencilik sektöründe 35 bin işçinin kayıt dışı olarak çalışıyor. Türkiye Maden-İş Sendikası Eğitim Müdürü Fikret Sazak tarafından hazırlanan raporda, madencilik sektörünün iş sağlığı ve güvenliği açısından içinde bulunduğu durum değerlendirildi.Raporda, Türkiye'de madencilik ''iş kazası riski fazla, emek yoğun, iş yerleri gözden uzak, kayıt dışılığın yüksek olduğu, kamunun ağırlığının giderek azaldığı'' bir sektör olarak tanımlandı.

Madenciliğin, iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin çok önemli ve gerekli olduğu bir sektör olduğunu vurgulanan raporda, buna karşın işçiler açısından yoğun bir eğitim sorunu bulunduğu belirtildi. Rapora göre, madencilik sektöründe 100 bin civarında kayıtlı işçi bulunuyor.

Madencilik sektöründe kayıtlı işçilerin yaklaşık yüzde 35-40'nın sendikal örgütlenme hakkını kullanabiliyor.
¨
Kömür madenciliğinde kamuda çalışan bir işçi günlük ortalama 85,33, özelde çalışan bir işçi 26 lira ücret aldığına dikkat çekilen raporda, ''Özel sektör işletmelerinde maden işçileri her gün 26 lira karşılığında tehlikelerle dolu madenlere iniyor'' denildi.

Raporda ayrıca kömür dışı madenlerde kamuda çalışan bir işçinin günlük ortalama 59 lira olan ortalama günlük ücretinin özelde 29 liraya, taş, kil ve kum ocaklarında kamuda çalışan bir işçinin ortalama 44,69 lira olan ücretinin de özelde 22 liraya gerilediği belirtildi.
Türkiye Maden-İş Sendikası tarafından hazırlanan rapora göre ise, madencilik sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konulu 176 sayılı İLO sözleşmesini şu ana kadar Arnavutluk, Ermenistan, Brezilya, İrlanda, Lübnan, Peru, Filipinler, Polonya, Güney Afrika, İspanya, Zambiya, Zimbabve gibi ülkeler onaylarken, Türkiye henüz bu sözleşmeyi onaylamadı.

NEWROZ
HAFTALIK SİYASİ YORUM GAZETESİ

Hiç yorum yok: