1 Mart 2010 Pazartesi

İŞSİZ ÖĞRETMENLERDEN TEKEL EYLEMİNE “AÇILIM” ÖNERİSİ

Kadir AYDEMİR
kadirfen@hotmail.com

Tekel işçileri ülkemiz emek mücadelesinin üzerine çöreklenmiş olan ölü toprağını tahmin edilemeyecek ölçüde süpürüp atmıştır. Kendi haklı taleplerini ülke sorunlarının hepsini kucaklayacak seviyeye çıkartarak tüm kesimlere kendi mücadelelerini yükseltme kararlılığını da hatırlatmışlardır.

Tekel işçileri bu yönleriyle sendika, parti gibi kurumları adeta arkalarından sürüklemiş ve ülkemizdeki en ileri olarak görünen kurumların dahi gerek teorik, gerekse örgütlülük düzeyleri bakımından ne kadar vahim durumda olduklarını bir daha görmemizi sağlamışlardır.
Bizler ihtiyaç olmasına rağmen atamaları yapılmayarak işsizliğe, güvencesizliğe mahkûm edilen genç öğretmenler olarak Tekel işçilerini en içten anlayacak gruplardan birisiyiz. Zira bizler Tekel işçilerinin onurlu mücadeleleriyle karşı koydukları 4-C yasasından daha beter sayılabilecek “ücretli öğretmenlik” uygulamasına 7–8 yıldır maruz bırakılmış ve ne yazık ki onların onda biri kadar bir mücadeleyi gösterememiş olan 300 bin kişilik işsiz-güvencesiz öğretmenleriz.

HER SENDİKA KENDİ KAPISININ ÖNÜNÜ SÜPÜRMELİ

Şu an Tekel işçilerine destek verdiğini söyleyen hemen bütün sendikaların -aralarındaki derece farkı baki kalmak üzere- bulundukları durum şuna benziyor: Sürekli temizlikten bahsedip kendi kapısının önünü süpürmeyen kimselere. Bu şekilde hareket eden kimseler en son ne cevabı alırlar? “Sen önce kendi kapının önünü temizle.” Evet, bizlerin de sendikalara, özelde de muhatabımız olan Eğitim-Sen’e sözümüz aynen budur: “Sen önce kendi kapının önünü temizle.”

Bizler kurulurken direkt Genel Merkez düzeyinde görüştüğümüz Eğitim-Sen yetkilileriyle şöyle bir görüşmede bulunduk: “Biz kendimizi Eğitim-Sen’in komisyonu olarak görüyoruz. Bu işin kurucuları bugün atansalar, yarın Eğitim-Sen’e kaydolurlar. Ve biz bugünkü gelinen noktada atama sorunumuzun platformlarla çözülemeyeceğini bilen gençleriz. Siz bize gerçek anlamda destek vermek zorundasınız. Bugüne kadar da diğer sendikalara göre en fazla mücadeleyi siz verdiniz. Ancak bu kesinlikle yeterli değil” diyerek birçok öneri sunduk. Ama bize sıcak görünmenin haricinde çok fazla destek, daha doğrusu bu mücadeleyi alıp götürecek bir irade göremedik.

Hâlbuki Tekel işçilerine destek verdiğini söyleyen ve gerçekten de diğer sendikalara göre -yapılan ezberi eylemlerde- büyük oranda da bunu yerine getiren Eğitim-Sen’in Tekel’e yapacağı en büyük iyilik, eğitim alanında güvencesizliğe maruz bırakılmış biz öğretmenlerin mücadelesini büyüterek güvencesizlik üzerinden önemli bir cephe daha yaratmaktı. Fakat buna adım dahi atılmadı.

UYANAN DEV SENDİKALARI RAHATSIZ EDECEKTİR

Tekel mücadelesi de sendikaların işsizlik, güvencesizlik mücadelelerini gerçek anlamda büyütememelerinden dolayı bir kısır döngüye girmiş bulunmaktadır. Çünkü tüm sendikalar şu an için –ne yazık ki- ne kendi üyeleri için ne de kendi iş kollarındaki güvencesiz çalıştırılanlar için gerekli mücadeleyi vererek etki güçlerini arttırmış değillerdir.
Bu, gerçek anlamda mücadele etmeme durumu ortadadır. Bu nedenle mızrak çuvala sığmamaktadır. Uyuyan dev uyanmakta ve bundan böyle alttan gelen baskılarla sendikaları rahat bırakmayacağının sinyallerini de vermektedir.

Bu satırları yazan kimse ve mensubu olduğu İGEP de emek mücadelesinde bugüne kadarki en ileri kesimlerin, yani KESK’in, yani Eğitim-Sen’in içerisinde görmektedir kendisini. Ama içi yanan ve 7–8 yıldır mağduriyeti hat safhaya ulaşmış olan bir kitlenin sözcülüğünü yapanlar olarak; “DOST acı söyler” konumundadırlar. Halen iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz, kimi kısmi desteklerini gördüğümüz Eğitim-Sen ise bu tespitlerimize alınmaktan çok, bizlere kulak kabartmalı ve üzerine düşen görevi vakit geçirmeden yerine getirmelidir.

AYDIN AÇILIMINDAN GEÇİLMEDİĞİ BİR DÖNEMDE ASIL BİZ BAŞLATIYORUZ AYDIN AÇILIMINI

İGEP olarak en son, aydın-sanatçı çevresiyle eğitimin içinde bulunduğu çıkmaza karşı koymak ve öğretmen atamalarının bir an önce yapılması talebiyle Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Meclis Başkanı’na ve Milli Eğitim Bakanı’na ithafen bir imza kampanyası başlatmış bulunmaktayız. Tüm duyarlı aydın-sanatçı kesimini bize destek olmaya çağırıyoruz. Özellikle öğretmenlik, akademisyenlik yapmış ya da yapmakta olan tanınmış aydın-sanatçı büyüklerimizin bizlerle temasa geçmelerini ve bir nevi bizlerin sözcülüğünü yapmalarını istiyoruz. Ve bu dayanışmalarını hem atama bekleyen 300 bin genç öğretmenin hem de duyarlı halkımızın hiçbir zaman unutmayacağını da vurgulamak istiyoruz. Şu ana kadar imza kampanyamıza destek veren aydınlarımıza ise teşekkür ediyoruz.

Gerek imza metnini görmek, gerekse çalışmalarımızı takip etmek için tüm dostları http://www.igep.biz/
sitesini ziyaret etmeye davet ediyoruz.

---------------
İGEP kurucularından Kadir AYDEMİR (kadirfen@hotmail.com)

Hiç yorum yok: