17 Şubat 2010 Çarşamba

MARİ KEKLİĞİM


Hüseyin Habip Taşkın
habibtaskin@gmail.com

Yazar Lokman Polat’ın Mari Kekliğim adlı romanını ilgiyle okudum ve kendimce romanın akışına göre düşler kurdum.

Bir yandan Kürt halkının çektiği eziyetler, diğer yandan Kürt kızı olan Mari’nin başına gelen işkenceler ve tecavüzler insanlık onurunu ayaklar altına alan sistem… Kadının milliyeti ne olursa olsun, milliyetleri farklı olan barbar erkeklerin, sınıfsal ve ulusal anlamda kadın denilince cinsel araç olarak algılandığından, Bu romanda da Kürt kızı olan Mari’nin yaşamında barbar erkeklerin onursuzluğunu gözler önüne sermektedir.

Bu romanı okurken sizi farklı düşüncelere götüreceğinden eminim. Kendi bakış açınızdan yorumlasanız da, hepimizin ortak olan paydaları ortaya çıkacaktır. Öncelikle kadının bir meta olarak algılanması, zindanlarda ya da sorgularda işkencenin ve tecavüz olaylarının var olması, Kürt Kızı Mari'nin şahsında kadının sevdiği erkek için her olayı göze alabilen bir yapısının olması, dağlarda gerillaların ulusal anlamda var olma mücadelelerini vermesi. Lice halkının baskı ve şiddet karşısında dirençlerini koruması, Romanya’da mültecilerin yaşadıklarına az da olsa değinmesi.

Hepimizin yaşamında ezikliğin, yoksulluğun, horlanışın, sevginin görüntüsü vardır. Ezilenler ve ezenler tarihte hep var olmuşlardır. Yakın ve şimdiki tarihimizde aynı yaşam biçimleri sahnelenmektedir. Onun için okurken kendimizin yaşadığı olaylar zinciriyle bir bağ mutlaka kurulur.

Bu yapıt Helwest yayın evinden 1999’da Kürtçe olarak okuyucu kitlesiyle buluştu. 2010’da aynı yayın evi aracılığıyla Türkçe olarak yayınlanıp, okuyucu kitlesiyle buluşuyor, buluşmaya devam ediyor.

Evet, bu yapıt okunmaya ve önerilmeye değerdir.

NEWROZ HAFTALIK SİYASİ YORUM GAZETESİ

Hiç yorum yok: