23 Ağustos 2009 Pazar

‘’Ben inciteyim, Sen incitme’’, Yok daha ne!..


Faramuz Acar
feramuz.acar@randers.dk

İncinsen de, İncitme “ödülleri” dağıtılarak açılan, bu yılki, Pir Hünkar Bektaş Veli’yi anma etkinlikleri resmi açılış törenlerini, YOL-tv’de izledim.. Alevilik adına utandım, 40 defa yerin dibine girip çıktım.. ‘’İncinsen de, İncitme’’ imiş… Sen, canımı yakacaksın, üstümde kebap pişirip yutacaksın.. Yetmedi, ince ince, sinsice ‘’İncinsen de, İncitme’’ dön yönünü Kabeye ‘ODUN’ diye,, çevirip bir daha yakacaksın. Ben inciteyim, Sen incitme.. Demezler mi, yok deve…

Açılışta Alevilerden başka her türlü cümbüş görüşe, gruba hoşgörü gülleri dağıtırken, etkinliğin düzenlenmesine Alevi kurumlarını (AABK ve ABF’yi) katmayıp dışlayarak, Alevi toplumunu incittiğinizin farkında değimlisiniz. Bu ne biçim ‘’İncinsen de, İncitme’’ anlayışı.

İncinip, incitmemek, kimin, kimi ne için incittiğine bağlı. ‘’İncinsen de, İncitme’’ deyimi, Hünkâr Beştaş Veli’nin değildir. HBV’ye mal etmeye çalışsanız bile, bu deyim; Bir büyük olarak; senden küçük, yanında olan, bilgisiz, fakir, fukara, ezilen, gariban biri tarafından ‘incin-sen de, incitme’ anlamında kullanılmış bir deyimdir. Yoksa Anadolu Alevi Bektaşi Kızılbaşları, tarih boyu, kendini incitenlere karşı, HAK sancağını çekmiş inciteni, incitmiştir. Namerde boyun eğmemiş, gerektiğinde bu yolda SERini de vermiştir. Yoksa bugün Cemlerimizde, Mansur, Fazlı, Nesimi, Fatimai-Hüseyin’i Kerbela, Pir Sultan, Bedreddin, Seyit Rıza, ve insanlık YOL’una SER vermiş ulularımızın darına, EN-EL- HAK diye, başı DİK duramazdık.

Geçmişi geçelim.. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazilerde, asıldık, yandık yakıldık. ’İncinsen de, İncitme’’ diye bizi kandıran, bu I-layık devletlü Din-ayetli ‘’böyük başlar’, Alevileri had-dinden fazla İNCİTMİŞTİR.

‘’İncinsen de, İncitme’’ oyunları ile açılıp saçılıp, Aleviliği in cin etmeyi bırakın. Aleviler kendine özgü bir inanç toplumudur, yenilip yutulmuş, alacak hakları vardır. Gönül rızası ile hakkımızı verin, Alevileri daha fazla incitmeyin, kendinizde incinmeyim..

Gizli saklımız yok açıkça söylüyoruz:

1-Devletlü Diyaneti ve zorunlu din derslerini kaldırmazsanız.

2
- 85 yıldır Din-ayete secde ettiğiniz, Alevilerin vergi payını Alevi toplumu (kurumlarına) geri ödemezseniz.

3
- Zorunlu vergiden inançlara pay ayırmayı kaldırıp, inançları ve giderlerini kendilerine bırakmazsanız.

4- Devletten maaş memur ve tüm giderleri devletten karşılanan, kurumlarda; kişilerin ‘’inancı gereği de olsa’’ kendi dini inancının, reklam, propaganda, ‘misyonerlik’ yapmadığı/yapamadığı, gerçekten LAİK bir sistem getirmezseniz.

5- Aleviliği ve Cem-evlerimizi, kendine özgü bir inanç ve ibadet yeri olarak resmen kabul edip, devlet olarak, inanç ve merkezlerimizden elinizi, ayağınızı çekmezseniz,
Yüzyıllardır İNCİTTİĞİNİZ, Alevi-Bektaşi-Kızılbaşlar; Türkiye’de başa gelen her iktidarın başını, her daim İNCİTECEKTİR…

İNANÇ kişiye özeldir. Devlet ve kurumlarının dini/inancı olmaz, inanan inanmayan herkese geçerli eşit, laik yasaları olur. Aleviler Laiklik istiyor.

Kimileri sen de kimsin, böyle ‘’deli dolu’’ konuşuyorsun diyebilir. Bektaşi erenleri; yine böyle bir ramazan ayında, oruç tutmuyor, yiyor, içki içiyor, ‘’din-ayeti’’ incitiyor diye, tutuklayıp kadının karşısına getirmişler. Kadı efendi, elime geçen şu Kızılbaşın, defterini düreyim diye, forsunu kürkünü düzeltip, iyice bir gübermiş. Bizimki kadıdan önce; Ey hikmetli, izzetli devletlü kadı efendi, forsu makamınız size çok yakışmış, ‘’Allah kuran Peygamber ‘AKP’ izniyle’’’ kadılık makamından sonara nereye terfiye edeceksin? Kadı: - ‘AKP’ izniyle Vali olurum. - Ya sonra? ‘’AKP’nin gözüne girer Vezir olurum. - Ya sonra? Olur ya Kızı ile nikahı yapar, sultan ölürse Padişah olurum. - Ya sonra? Padişah olunca, din-ayetlü devletümüze, Halife olurum.. - Ya sonra? Kadı düşünmüş, düşünmüş, HİÇ demiş… Bektaşi öyleyse, NE böbürleniyorsun,, Kadı efendi, bendenden büyük değilsin ya,, ben zaten HİÇ’im..

‘’Cemevleri Cümbüş evidir’’ diyen AKP ‘ye yaranmak için, ramazan davulu, ilahi cümbüşler, ‘’kahraman ırkıma’’ marşları ile HBV etkinliklerini, körler sağırlar birbiri ağırlar ‘cümbüşüne’ çevirdiniz. Kabesi insan olmayan, siyasi cümbüşlerin, Hacıbektaş’ta ne işi var.

‘’İncinseniz de incitmeyin, … Alevilerde diyanetten pay almalı’’ diyen, taa Şişli’den zabıta getirip ABF’nin afişlerini söktüren, sarı demokrat, SarıGül’den başka ne beklenir.

Kültür bakanı E. Günay; 72 millete aynı nazarla bakan, Hacıbektaş Dergâhımıza, ‘Ne Mutlu Türküm’ köşesi hiç yakışıyor mu da, kendi kendinize gururlanıyorsunuz.? Konuşmanızda, ‘’Türkiye’yi laik bir Cumhuriyet yapacağız, dediniz. Sonunda devletin laik olmadığını kabul ettiniz. Peki, siyaseti, devleti ırkçı ideolojileri böyle inançların içine sokarak mı Laik Cumhuriyet yapacaksınız. Niye gidip Camilerin içine Atatürk büstü dikmiyorsunuz. Laiklik gereği, Hacı Bektaş Dergâhımızı Alevi Kurumlarımıza vermeniz gerekmez mi? Hem Aleviliği kendine özgü bir inanç olarak kabul etmiyorsunuz, hem, müze adı altında inanç merkezimize el koyup, 4 kapıda giriş bileti kesip kasanıza atıyorsunuz. Bu mu laiklik anlayışınız.? Ya AKP hükümetinizin, dergâhlarımızı özelleştirme planlarına ne demeli. Bu gidişler Hacıbektaş dergâhımızı Fethullah Gülen’e satarsınız. Sonra buyurun Aleviler cenaze namazına.

Birkaç defa Osmanlı’nın Hacıbektaş’ta ocağımıza diktiği cami/minaresinin yıkılması gerektiğini dile getirdim. Görüyorum etkinlik açılışında, minareye keskin nişancı dikip, özel korumaya alınmış. Korkmanıza gerek, devlet yaptı, devlet sökmeli, bizim söküp birilerini ‘’incitmeyelim’’.
Dergâhımızı Alevi kurumlarımıza geri verirken, onu resmi törenle siz kendi ellerinizle söküp vermeniz daha doğru olur sayın kültür bakanı.

Danimarka / 17.8.2009

Hiç yorum yok: