8 Ekim 2009 Perşembe

Kürt Açılımı ve Kongre

G.Doxan
g-doxan@g-doxan.de

Kürt açılımı Konusunda bir hayli zamandır ilginç, olumlu ve olumsuz tartışma ve atışmalara tanık oluyoruz. Açılım konusunda AKP, Genel Kurmay, MHP ve CHP nin manevraları biri birlerine karşı günlük salvoları sürüyor. AKP tüm şiddetli karşı çıkışlara karşın geri adım atmasının söz konusu olmadığını deklere etmiş durumda. AKP nin bu direngen tavrı Kuzey Kürdistan seçmenini olumlu yönde etkilemiş olmalı ki AKP nin oylarını olağan üstü bir biçimde arttırdığı yapılan anket sonuçlarının basına yansımasından öğreniyoruz. Bu durum bazı Kürt çevrelerini rahatsız ermiş’e benziyor. Bu nedenle Öcalan ‘’ Karşıtların da içinde olacağı bir Kürt kongresi toplayıp karar alın diyor’’ Bu çağrıya Karşın Sayın Hasan Bildirici Kürdistan Post sitesindeki köşesinden bir çağrı niteliği taşıyan ‘’ KCK ve kongre ‘’ başlığı taşıyan kapsamlı değerlendirmesini okuyucularının dikkatine sundu. Değerlendirmede oldukça doğru ve olması gereken istemler söz konusu. Ne var ki bu işin zorluğu ve olumsuz yanları ile geçmişten gelen olumsuz yaklaşımlar, dahası PKK ve Öcalan politik istemler bazında, Bağımsızlık istemi ile yola çıktılar, Son süreçte hiç bir şey istememe noktasında çıtayı yere indirdiler. Bu tutum Bir uçtan bir uca savrulmadır. Bir uçtan bir uca savrulmanın Kürt İnsanı üzerinde bırakmış olduğu olumsuz izler de sayın Bildirici tarafından hesaba katılmamış.

Bu değerlendirmeden kısa bir zaman sonra Sayın Yaşar Kaya ayni sitede ve kendi köşesinde dili, anlamı ve içeriği oldukça sert olan ‘’ Şimdi Nerdeler ‘’ başlığını taşıyan değerlendirmesini okuyucularına sundu. Ayni Sitede yayınlanan iki belirleme arasında derin düşünsel ayrılıkların olduğu her okuyucu tarafından hemen görüle bilir. Sayın Y.Kaya Geçmişte kurulup dağıtılan kurumların neden dağıtıldığının sorgulanmasını şu cümlelerle ifade ediyor.’’ Yıllardır Kürt politikasının uzağında olup bu kulvarda mesafe almak isteyen kaçak güreşçiler, şimdi kalkmış bir ulusal kongreden bahsetmektedirler.

Bunu yazanlar Sürgünde Kürdistan Parlamento’sunun bir tekme vurularak neden dağıtıldığını sormuyorlar. Tehlike kapıya gelince birileri kaleme sarılıp, bilgiç Kongreye ihtiyaç var diyebiliyor. Sürgün Parlamento’sunun suyu mu çıkmıştı? ’’
diye soruyor. Bu sorgulamada haklılık payı % yüz. Kürdistan parlamentosu kim veya kimler tarafından dağıtıldı? Niçin dağıtıldı. Bu önemli bir sorudur. Dağıtılma gerekçesi mutlaka açıklanmalıdır.

Geçmişte Avrupa ülkelerinde birçok Kürt oluşumu oluşturuldu bunlardan biride Sürgünde Kürdistan parlamentosu idi. Oluşturulan kurumların dağıtılmasını sorgulayan olmadı. Veya sorgulama söz düzeyinde kaldı. Bu nedenle de insanlarımız arasında kurumları oluşturma konusunda bir takım kuşku ve öz güvene dayalı belirsizliklerin mevcut olduğunu inkâr etmemek gerekir. Öz güven önemli bir faktördür.

Tüm mevcut olumsuzlukların ve çelişkilerin sonsuza kadar devam etmesi veya ettirilmesinin hiçbir yararı da yoktur. Çelişkilerin devam etmesi hali geniş halk yığınları arasında karamsarlık, bıkkınlık gibi psikolojik etkiler ile, sosyal anlamda da güvensizlikleri derinleştirir. Öncelikle bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması için tarafların biri birlerini anlayacak bir dilde biri birlerine yaklaşım göstermeleri kaçınılmazdır. Bu işin ilk adımı. İkinci adımda DTP ve PKK dışındaki Kürt muhalefetinin kendi arasında bir görüş birliği sağlayarak ne istediklerini belirgin bir hale getirmeleri, içinde bulunduğumuz sürecin bir dayatmasıdır. Bu Kürt Muhalefeti kendi arasında belirli kararlara ulaştıktan sonra,üçüncü adım DTP ve PKK ilada Masaya oturarak biri birlerini ikna etmeleri, Kürtler için neyin istenip neyin istenmeyeceği konusunda hem fikir olunduktan sonra istenen kurumu oluşturma zorluğu ortadan kalkar. Halihazır durumda Tüm mevcut yapıların biri birlerinden çok farklı istem ve düşünceleri mevcut. Bu denli farklı istem ve düşüncelerin bir çırpıda ortadan kalkarak bir anda Ulusal düzeyde bir karar mekanizmasının oluşması nın, oluşturulmasının kolay olmayacağı kesindir. Bu konuda hayal aleminde kulaç atmaya gerek yoktur. Ulusal düzeyde bir karar mekanizması oluşturulması için tüm parçaların katılım ve isteklerinin dikkate alınması bu işin olmazsa olmazıdır. Bu durum sağlanamıyorsa tarafların bir araya gelip dağılacaklarının da hesaba katılması, böyle bir durumunda Kürt halkına zarardan başka bir şey getirmeyeceğinin göz önünde tutulması gerekir. Böyle bir iradenin oluşması için tüm parçalar arasında bir görüş birliği sağlamanın yararlarını burada anlatmama gerek yok. Politika ile uğraşan tüm kesimler bunun yararlarını bilir. Kürt muhalefeti bir bütün olarak isteklerinde açık ve kararlı olmalıdır. Bakın Ağalar ve korucular isteklerinde ne denli açık ve kararlı ‘’. 1994 kışında,…. aşiret reislerinin, şeyhlerin bir kısmı Ankara’ya davet edilmişlerdi. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, bu kişilerle yakından ilgileniyordu. Televizyonlar, radyolar, gazeteler, günlerce, “Jirki Aşireti Reisi…”, “Tayan Aşireti Reisi…”, “Davudiyan Aşireti Reisi…”, “Kikan Aşireti Reisi…” “Ertuşi Aşireti Reisi…”, “Pinyaniş Aşireti Reisi…” diyerek bu kurumlara meşruluk verdi. Bu kişiler, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumları ziyaret etmişler, ziyaretleri basında geniş bir şekilde yer almıştı.

Bu kişiler televizyona da çıkarılmışlardı. Bu programa profesör Doğu Ergil de katılmıştı. Doğu Hoca, bu kişilere ısrarla ne istediklerini soruyordu. Onlar da “sileh istiyoruz, pere istiyoruz” diyorlardı. Silah ve para istediklerini birkaç defa ısrarla vurguladılar. Doğu Hoca, “gazetemiz olsun, radyomuz, televizyonumuz olsun gibi bir talebiniz yok mu?” diye sordu. Onlar da, silahtan ve paradan başka isteklerinin olmadığını, Türk bayrağı altında yaşamaktan çok mutlu olduklarını söylediler.‘’ İsmail Beşikçinin "Devletin Ağaları" makalesinde http://www.kurdistan-post.com/Niviskar-op-viewarticle-artid-1969.html ‘’

Kuzey Kürdistan Kürt Muhalefeti de isteklerinde bu denli açık ve kararlı olmalıdır. Kendi içinde anlaştıkları istemler paketi ile hem Türkiye deki Kürt Açımlımı sürecine katılmaları ve hem de Mart 2010 da Güney Kürt federe devletinin organizasyonunda toplanması planlanan Kürt konferansına katılmaları her açıdan kuzey Kürtlerinin Çıkarına olacağını düşünüyorum. Bu Düşüncelerle taraflara kolay gelsin.

http://www.gelavej.net/

Hiç yorum yok: