28 Haziran 2009 Pazar

HALKA GİDELİM


Besim ALTUNÖZ

Mehmet Bekaroğlu’na diyoruz ki “Abi parti kuralım, siyaset yapalım”. O bize diyor ki “halka gidelim, halka soralım, halka anlatalım, halkı dinleyelim.”

Ankara Ulus’a uzun zamandır gitmiyordum. Geçenlerde Çankırı caddesinin arka sokaklarındaki kahvelere gittim. Eskiden buralarda tanıdık bir çok insan vardı. Çok zaman geçmiş. Buranın müdavimleri ikiye ayrılır, yolcular ve hancılar.

Yolcular; Anadulu’dan çalışmaya gelmiş ve bekar odalarında bir süre kalıp eve çıkacak olanlardır. Bunlar Ankara’ya büyük bir merakla bakarlar, Sıhhıye onlar için sınırdır. Kızılay’da kaybolurlar, Çankaya ise geldikleri köy kadar uzaktır. Gündüzleri iş ararlar veya sansarları beklerler. Gecelerini kahvelerde televizyon karşısında geçirirler. Sansar kötü bir şey değildir. Çünkü burada akan hayat onlardan sorulur, hangi bekar evinde, kaç boş yer var, kimin kaç işçiye ihtiyacı var, nerede satılık ucuz ikinci el eşyalar var, kim dükkanını devrediyor, kimin kime borcu var, hangi kahvede kaç limitle kumar oynanır. Kısaca burada akan hayata vakıf insanlar.

Birde burada müdavimler vardır. Bekir bu kahvelerin birinde garson olarak tam onbeş yıldır burada çalışıyor. On beş yıldır da sabah 7:00'den ve akşam 20:00'a kadar ayaktadır. Burada maaş kavramı yoktur, yevmiye vardır. Onbeş yıllık çalışmanın sonunda aldığı yevmiye otuz liradır. Bu çok büyük bir rakamdır. Bir de esas mesele olan sigorta vardır. Onu burada tutan şey aslında sigortasının yatıyor olmasıdır. En bilgili iş hukuku uzmanlarını kıskandıracak bir beceri ile sigortasının yatıp yatmadığını kontrol eder. Bunun için kendince onlarca yöntem bulmuştur.

Kumar oynanan ortamda kumar oynamayan, içki içilen ortamda içki içmeyen adamlar sağlam adamlardır. Bekir öyledir. Eskiden çocuğuna özel ders verdiğimiz içinde bizi sever ama dilimiz ona ağır gelir. Pek anlamaz, bizde ona bilinç taşıyacağız diye onun diline yabancıyız.

Şöyle der: Sosyalistler namuslu adamlar ama siyaset bilmezler hep gizli saklı işleri olur, onlar bu dünyayı değiştirmek istiyorlar ama bana makul gelmiyor, oysa bizim sigortamız için mücadele verseler bu bile yeter. Partiler ise (chp’den akp’ye tüm bildiğimiz partiler) onlar siyaseti bilirler ama bizim için değil zenginler için bilirler. Bizi seçimden sonrada düşünecek bir parti gelmeyecek mi?

Bekir abi, sosyalistler sizi sever sizin için çalışıyor dediğimde, bende onları severim, Allah onların yardımcısı olsun ama siyaset başka bir şeydir. İşte bu halkın engin bilgisi, tecrübesi budur. Onlar emekten yana ve somut dertler etrafında siyaset yapan ve onların dilini konuşan onlarla yaşayan bir partiden bahsediyorlar. Sosyalistler sahih bir siyaseti beceremediler. Benim Bekir abiye söyleyecek sözüm yok. Haklı.

Mehmet 26 yaşında bir genç, Mardin Derik’li. Bu Ankara’ya üçüncü gelişi. İyi bir duvarcı ustasıdır. Evli, iki çocuk babası. Kürt’tür ve temel problemi iş ve aştır. Kürtlükle ilgili elbette talepleri var. Fakat bu hayatta ki temel sorunu hiç sigortasının olmamasıdır. Bir sosyal güvencesi yok, sabit bir işi yok. TRT şeş veya Roj tv çokta umurunda değil. Ay sonu geldi eve para göndermesi gerekir. Temel problemi budur.” Gurbete üçüncü çıkışım” diyor, “Mardin Derik’te yazları ne güzel rüzgar eser bilsen şimdi orada fabrika olsaydı, toprak olsaydı, hayvancılık yapabilseydik burada ne işimiz var “diyor.

Sadaka ekonomisinden, sosyal devlete, vakıf ve sivil toplum ağlarından kurtulup, işsizlik yoksulluk maaşı uygulaması bu halkın temel isteğidir.

Recai, Çankırı Kurşunlu ilçesindendir. O bir boyacı ustasıdır. 34 yaşında ve dört çocuk babasıdır. Onunla yaşıtız. Karşımda ki adam sanki kırkbeş yaşında, bıyıklardandır diyorum.

Gülümsüyoruz.
Temel sorunu sağlık. Çocuğu hasta ve düzenli tedavi görüyor. Bana reçeteleri ve ilaçları gösterdi. Bir çanta dolusu ilaç. Daha önce yeşil kartı vardı. Sonra onu elinden aldılar. O bir yıl içinde elinde avucunda ne varsa satmış, çocuğun ilaç ve düzenli tedavisi için harcamış. Sonra yeşil kart alabilmiş tekrar. Kendimi yakacaktım diyor eğer alamasaydım bu kartı. Şimdi bir nebze daha rahat. Bu ülke sağlık bedava olmalı. Bu ülkede insandan değerli bir şey var mı? Var oda para diyor. O soruyor, o cevaplıyor.

Ergenekon, Kürt sorunu, Deniz Baykal, Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin dış politikası, Azerbeycan, Kuzey Irak petrolü, Obama, benzin mazot fiyatları, Aziz Yıldırım, Adnan Polat polemiklerinin hiçbir karşılığı yok diptekilerde.

Görüştüğüm insanların ortak derdi düzenli bir işlerinin olmamasıdır. Sosyal güvenlik haklarından yararlanmak, işsizlik maaşı ve bedava sağlık ve eğitim. Milyonlarca kişi yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Diptekilerin dertleri bunlardır. Sorunları bunlardır. Siyasetini bu temel üzerine inşa edecek namuslu bir siyasal partiye sadece oyunu vermezler kalplerini de verirler. Unutmayın halkın kalbini alırsanız ülkeyi yeniden kurabilirsiniz.

----------
http://www.fikirzamani.com/

Hiç yorum yok: