20 Aralık 2009 Pazar

“Çatı Partisi Girişimi”...


“Çatı Partisi Girişimi” veya “Demokrasi İçin Birlik Hareketi”, Barış ve Demokrasi Partisi’ne Katılmalı ve Soldaki Diğer Benzeri Girişimlere Katılma Çağrısı Yapmalıdır!

Demir Küçükaydın
Köxüz ( koxuz@koxuz.org)

“Çatı Partisi Girişimi” ya da sonradan kendine verdiği adıyla “Demokrasi İçin Birlik Hareketi”, daha doğrusu bu girişimin içinde aktif olan kişi ve örgütler, şimdiye kadar fiilen Kürt hareketi ile veya DTP ile bir dayanışma girişimi olmaktan öteye gidemedi.

Aslında “Çatı Partisi Girişimi” tam bir yıl önce yapılan toplantıda daha doğamadan ağır bir yara almış ve bir düşük olmuştu.
Bu düşük o günden bu yana, bir küvezdedir, bir tür bitkisel hayat yaşamaktadır.
Bu hastanın iyileşmesi ve yeniden hayat bulması olanağı görülmemektedir.

Kimse bu komadaki hastanın ölümünün sorumluluğunu almak istemediği için fişini çekmemekte ve hasta bitkisel hayata devam etmektedir.
Her hangi bir canlanma şansı olmayan bu hasta bu komadaki haliyle başka beklentilerin bir aracı durumundadır.

Çatı Partisi Girişimi, başlangıçta, Kürt Özgürlük hareketinin içinde bulunduğu tecridi kırmak için, tüm demokratları, hatta demokratlarla bir arada olmaktan gocunmayan liberalleri de kapsayacak; Türkiye’nin batısında, orta sınıflar ve aydınlar arasında bir örgütlenme sağlayacak; diğer öznelerin içindeki demokratlarla (İşçiler, memurlar, aleviler, kadınlar, Romanlar, vs) ortak bir dil ve bağlantı kurmayı sağlayacak bir biçim olarak düşünülmüştü.

Bu gün gelinen noktada, bu bitkisel hayat yaşayan girişimin, bunları gerçekleştirme potansiyeli ve şansı yoktur. Gerçekleştirebileceği yönünde ne teorik, ne stratejik, ne politik, ne entelektüel, ne örgütsel, hiç bir ipucu sunabilmiş değildir.

Bunun nedenleri ayrı konudur ve bu konuda aylar boyunca yeterince yazdık. Burada önemli olan nedenleri ne olursa olsun, bu durumun tespitidir.

Bu girişim imdi pratik olarak, başlangıçta varoluş nedeni olan bu hedeflerden uzak, bambaşka beklentilerin bir aracı haline gelmiş bulunmaktadır.

Kimileri bunda örgütsüz sosyalistleri bir araya getirecek bir araç bulduğunu düşünmektedir.
Kimileri, Kürtleri “emek eksenli” bir politikaya çekmek için bir kanal veya araç görmektedir.
Kimileri, küçük örgütünün etkisini arttırmak için daha geniş ilişkiler ve hareket alanı sağlayan bir araç görmektedir.

Kürt Özgürlük hareket ise, bu durumu görmekle ve anlayanın anlayacağı diplomatik bir üslupla bunu belirtmekte ama aynı zamanda fazla mal göz çıkarmaz diye düşünüp, pratik işlevi fiilen kendisiyle dayanışma bildiri ve eylemlerine dönüşmüş bu girişimin bitkisel hayat yaşamasına ses çıkarmamakta ve fişini çekmemektedir.

Birçokları ise, varlığı ve yokluğu arasında bir fark görülmediğinden, dertsiz başıma dert almayayım diyerek fiilen yokmuş gibi davranmaktadır.

Bu dengeler ortamında, varlık sebebinden tamamen uzak başka beklentilerin bir aracına dönmüş olan bu girişimin, komadaki hali, kimse fişini çekmediği için, daha çok uzun süre devam edebilir. Bir ur gibi enerji ve zaman yiyerek bir süre daha yaşayabilir. Bu ise yeni girişimlerin, taze rüzgarların önünde bir engel oluşturur.

Bu durumda, “Çatı Partisi Girişimi” veya kendinin kendisine verdiği ismiyle “Demokrasi İçin Birlik Hareketi”nin komada yaşayışına son vermek en iyi çözüm olacaktır.
Can çekişen yaralı atları vururlar ki daha çok acı çekmesinler. Buna “merhamet vuruşu” denir kimi dillerde.

Beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların suni yaşamasını sağlayan aletler kapatılır, buna “ölüm yardımı” denir.

“Çatı Partisi Girişimi” veya “Demokrasi İçin Birlik Hareketi” hiç olmazsa son bir gayretle bir hayatiyet belirtisi gösterip kendi fişini kendi çekebilir. Bu onun için olabilecek en doğru ve kahramanca davranış olacaktır.

Demokrasi İçin birlik Hareketi veya Çatı Partisi Girişimi, kendisini fesh etmeli, içinde bulunulan yeni aşamanın başında, Barış ve Demokrasi Partisi’ne katılmalı ve benzeri diğer girişimleri de (Örneğin Ufuk Uras’ın da içinde bulunduğu yeni parti girişimlerini) benzer şekilde davranmaya çağırmalıdır.

Bu katılım, örgütlerin kendi özgül programları ve yapılanmaları olmasını dışlamamaktadır. Zaten demokratik bir örgütte elbet farklı platformlar da olur.
Ve Kürt Özgürlük Hareketi kendisini bir Çatı Partisi gibi olacağını da daha önceden ifade etmiş bulunmaktadır.

İçinde bulunulan bu yeni aşamanın başında ve kritik anda böyle bir davranış; kendini fesh etme ve Barış ve Demokrasi Partisine katılmaya yönelik bir çağrının kendisi, başlı başına büyük bir politik eylem olur.

Elbette bu çağrı yankısız kalabilir ve bizzat Çatı Partisi Girişiminin kimi bileşenleri buna karşı çıkabilirler. Ama bu da sağlıklı bir arınma sağlar ve Türk Sosyalistleri içindeki Demokratik görevlerden kaçanlara ve liberallerin kuyruğuna takılanlara karşı, ciddi bir ideolojik ve politik mücadele verebilmek için somut politik bir temel de sağlar.

Önemli olan doğru noktada doğru bir tavır almaktır. Bunun meyveleri uzun vadede görülür.
Böyle bir tavır sadece Kürt Özgürlük Hareketinin bir “Türkiye Partisi”ne dönüşmesi için yeni ilişkiler ve olanaklar yaratmakla kalmaz; aynı zamanda Kürt Özgürlük Hareketi içindeki mücadelede, Ak Partisi veya Liberallerde değil, ezen ulusun ezilenlerinde bir müttefik aramak gerektiğini savunan, ama bu güne kadar yankısız kaldıkları için bir türlü güçlü bir pozisyona geçemeyen radikal demokratların elini de güçlendirir ve Kürt Özgürlük hareketinin daha ileri sıçramasının olanaklarını yaratır.

Şimdi Kürt Özgürlük Hareketinin mücadelesi yeni bir evreye giriyor. Kürt Özgürlük hareketi son birkaç ayda onlarca yılda alınamayan büyük mesafeleri kat etti. Artık bu hareketin bizzat kendisinin Türkiye’deki diğer ezilenlerle doğrudan ilişkiye geçip onları kazanma olanakları hiç olmadığı kadar olası görünüyor.

Büyük aşklar büyük nefretlerden doğar. Türkiye’nin ezilenleri, şimdiye kadar Özel Savaş Dairesinin Psikolojik Savaş sislerinin ötesinde Kürt Özgürlük hareketinin gerçek niteliği hakkında bir fikir sahibi olamadı. Ama şimdi bu sansür ve psikolojik savaşın yarattığı imaj yavaş yavaş kırılıp aşınmaya başlamaktadır.

Eğer Türkiyedeki ezilen kitleler nasıl kandırıldıklarını sezmeye başlarlarsa, bu Kürt Özgürlük Hareketinin bile toparlamakta güçlük çekeceği bir kendisine yönelik bir sempati dalgasına hatta devrimci bir kabarışa dönüşebilir.

Bu nedenle, Kürt Özgürlük Hareketi’nin. Türk ezilenlerini örgütlemeyi artık Türk solcu ve aydınlarından beklemeyi de bırakması, bizzat kendisinin bunları örgütlemesi için ne yapmak gerektiği sorusunu önüne koyması gerekmektedir. Kendisi bu soruyu sormasa da olayların gelişimi bu sorunu onun önüne koyacaktır.

Bunun için yapılması gereken ilk iş Kürt Hareketinin kendisinin Kürt hareketi Olmaktan çıkması, bir Demokrasi Hareketi Haline gelmesidir. Yani “Kürt Sorunu” nun muhatabı olma paradigmasından “Türk Sorunu”nu çözme paradigmasına geçmektir.

Yani Kürt hareketi de bur sıçrama yapmak, kendisi olmaktan çıkmak zorunda kalacaktır.
Eğer bunu yapamazsa, olaylarca hızla aşılır ve köklü bir demokratik dönüşüm olanağı yitirilir.
İşte böyle bir değişimin başında, Çatı Partisi Girişiminin kendi fişini çekmesi, şu komadaki yaşamına son vermesi ve Barış ve Demokrasi Partisi’ne girmesi; ve bütün demokrat ve muhalifleri oraya çağırması, Kürt Özgürlük Hareketine bu atılımlar için cesaret veren ve ufuk açan örnek bir girişim olur.

Demokrasi İçin birlik hareketi ölmediğini kanıtlamak istiyorsa kendini öldürmelidir.

Kendini öldüremiyorsa zaten ölmüş demektir. Fişi çekilebilir

Biz de bu yazıyla çekmiş olalım.

19 Aralık 2009 Cumartesi
http://www.koxuz.org/

Hiç yorum yok: