25 Kasım 2009 Çarşamba

Piedad Cordoba İle Söyleşi

"Türkiye’deki demokrasi mücadelesini selamlıyorum"


Kolombiyalı avukat ve Liberal Parti senatörü Piedad Cordoba ile 23 Kasım tarihinde Caracas’ta bulunduğu esnada kalmakta olduğu otelde kısa bir söyleşi yaptık.

Barış için Mücadele Eden Kolombiyalılar ismindeki Kolombiya’daki savaş ortamından politik yoldan çıkışı ve hem FARC’ın elinde tuttuğu rehinelerin hem de Kolombiya cezaevlerindeki gerillaların karşılıklı olarak serbest bırakılması için mücadelele eden sosyal hareketin öncüsü olan senatör Piedad Cordoba, 2009 yılı Nobel Barış Ödülü için de aday gösterilmişti.

Cordoba, Kolombiya’nın yaşadığı savaşın ve bunun sonucu olarak ülkede yaşanan ağır politik, sosyal ve ekonomik krizin çözümünün Alvaro Uribe hükümetinin yürüttüğü savaş politikasının tersine gerilla dahil olmak üzere ülkedeki tüm sosyal kesimlerin biraraya gelerek ülkede barışı tesis etmesi üzerine kurulu olduğunu ön plana çıkarıyor. Siyah bir babanın kızı olan Piedad Cordoba ırkçılığa karşı ve kadınların mücadelesinde de ciddi bir rol oynuyor.

Kolombiya’daki demokrasi mücadelesinde tuttuğu yer nedeniyle 1999 yılında paramiliter grupların kurucusu ve şefi olan Carlos Castaño tarafından kaçırılmış ve birkaç hafta sonra da serbest bırakılmıştır. Kendisine ve ailesine yönelik tüm ölüm tehditlerine rağmen Kolombiya’da barış için mücadeleye devam eden senatör Piedad Cordoba, başkan Alvaro Uribe’ye rağmen FARC’ın elindeki politik rehinelerin ve savaş esirlerinin dialog yolu ile bırakılmasını sağlamıştır.

Piedad Cordoba ile Caracas’a yaptığı ziyarette biraraya geldik ve kendisine Kolombiya’daki gelecek seçimler ve Nobel Barış Ödülü ile ilgili düşüncelerini sorduk.


Canan Ateş: Kolombiya’da gerilla ve hükümet arasındaki esir değişimi sürecinin şu an geldiği aşama hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

Piedad Cordoba:
Bu konu Kolombiya günlük politikasında ölü bir nokta. Bunun sebebi bu konuda çaba göstermemekten kaynaklı değil, hükümetin belirlemeleri daha doğrusu sınırlandırmaları içerisinde çözmeye çalışmaktan kaynaklanıyor. Açıkçası hükümetin esirleri kurtarmak gibi bir niyeti yok, çünkü esir değişimi meselesinde adım atmanın toplumda, varolan çatışmanın dialog yoluyla çözülebileceği düşüncesini yaratacağından korkuyor. Bu düşünceyi engellemek ise hükümetin seçim kampanyasının bir parçasını teşkil ediyor.

Canan Ateş: Uribe, gelecek seçimleri kazanırsa bu durum Kolombiya’nın geleceğini nasıl etkiler?

Piedad Cordoba: Eğer Uribe seçimleri kazanırsa göklerin sahibi olur, şeytan ve tüm diğerleri ile birlikte (gülüyor). Gerçekten de seçimleri kazandığı takdirde bu Kolombiya için cehennem anlamına gelir. Esir değişimi konusunda somut adımlar atma konusunda son derece dezavantajlı bir ortam yaratır. Diyebilirim ki bu noktada Kolombiya’nın bağımsızlığı için tüm güçleri aynı çatı altında toplamak son derece büyük bir öneme sahiptir.

Canan Ateş: 2009 Nobel Barış Ödülü adayları arasında öne çıkanlardandınız. Ancak bildiğimiz gibi ödül ABD devlet başkanı Barack Obama’ya gidince bir şaşkınlık yaşandı. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?

Piedad Cordoba: Benim bu konuda özel bir beklentim yoktu. Ancak ödülün Obama’ya verilmiş olması Kolombiya’daki iç savaşa yönelik bakışta bir denge yaratabilir. Obama’nın ödülü almış olması, ABD’de gelişmekte olan savaş karşıtı kesimlerin daha ileriki bir süreçte güçlenmesi gibi bir sonuç yaratabilir. Şu an Obama’nın içerisinde bulunduğu durum oldukça zordur. Savaş isteyen bir mekanizmaya başkanlık yapmak gibi zor bir durumla karşı karşıyadır. Obama’nın Nobel Barış Ödülü’nü alması, Kolombiya’daki savaş ortamından dialog yoluyla çıkış açısından düşünüldüğünde bir fırsat yaratabilir. Çatışmanın dialog yoluyla çözülmesi ise demokrasinin gelişmesi ve yeni bir toplum yapısının yaratılmasını sağlayacak olan tek çözüm yoludur.

Canan Ateş: Kolombiya’daki savaşın sona ermesi için uluslarası dayanışmanın önemi nedir?

Piedad Cordoba: Kanımca son derece gerekli olmasına rağmen yetersiz bir seviyededir. Dayanışma fikir belirtmek, yorum yapmak ve bu konuda yazı yazmak olarak algılanıyor. Oysa gerekli olan dayanışma, eylem seviyesinde olmalıdır. Örneğin, UNASUR’da Kolombiya’daki çatışmanın sona ermesi için etkili kararlar alınmasını sağlamak ciddi bir dayanışma adımıdır. UNASUR ülkelerinin Kolombiya hükümetini esir değişimine zorlamasını sağlamak bir eylemdir. Bu somut bir dayanışma örneğidir. Diğer bütün yapılanlar ‘iyi niyet’ seviyesinden öteye geçemez. Bu adımlar da önemlidir ancak dayanışma seviyesinin altındadır. Bizim ihtiyacımız bunlardan daha ileri bir seviyede bir dayanişmadır.

Canan Ateş: Savaştan en çok zarar görenlerin kadınlar olduğu düşünülürse, kadınların barış mücadelesindeki rolleri hakkındaki görüşleriniz nedir?

Piedad Cordoba: Bu konuda, Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından savaş durumunda kadınlara özel mültecilik statüsü verilmesini sağlamak için uğraşıyoruz. Kanada’da siyasi mülteci olarak bulunduğum 2000 yılı içerisinde bu konudaki girişimlere aktif olarak katıldım. Sadece savaşın kadınlar üzerindeki ‘görülmeyen’ etkilerini deşifre etmek amacıyla değil, kadınların savaşı sonlandırma sürecinde de aktif rol oynamalarını hedefliyoruz. Kolombiya’nın ABD tarafından ‘resmi’ bir şekilde de işgal edilmiş olduğunu düşünürsek Palanquero’daki ABD askeri üssünde askerler tarafından defalarca kez tecavüze uğramış Kolombiyalı çocuğun durumu, savaşın kadınlar üzerindeki etkisinin en somut örneklerindendir. Buna karşı Bogota’da 40 binin üzerinde kadının sokağa çıkması çok önemli bir olaydır. Sadece bu örnek bile politik arenada kadınların gücünü göstermektedir.

Canan Ateş: Söyleşi için çok teşekkür ederiz. Demokrasi mücadelesindeki çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Piedad Cordoba: Ben de teşekkür ederim. Bu arada İstanbul’u gerçekten görmek istediğimi belirtmek isterim. Çocuklarım daha önce Türkiye’yi görmüşlerdi. Türkiye, benim için babamın çocukluğumda anlattığı uçan halı masallarındaki gibi bir rüya anlamı taşıyor. Buradan Türkiye’deki demokrasi mücadelesini selamlıyorum.

CANAN ATEŞ
24.11.2009 / Caracas

Hiç yorum yok: