6 Şubat 2010 Cumartesi

ÖĞRETMEN ATAMALARI...


HAZİRAN'DA 10 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILACAKMIŞ… MIŞ… MIŞ…

Kadir AYDEMİR
kadirfen@hotmail.com

Ülkemizde hükümetlerin hemen hepsi abuk subuk uygulamalara, hak gasplarına, yalan söylemlere başvurmuştur. Ama hiç biri bu uygulamalarda bu hükümete yetişememiştir herhalde.

Eğitim sisteminin içinde olanlar, hele hele de öğretmen ataması bekleyenler; bu saçma, yalan rüzgârı şeklindeki, bir gün A deyip ertesi gün Z deme olaylarını çok sıkça yaşadılar son 8 senelik süreçte.

İşte bunun son örneği: Daha düne kadar Şubat ataması yapılmayacak, bu sene sadece Ağustos ayında atama yapacağız diyen bakanlık; 26 Ocak’ta yaptığı açıklamayla Şubat ataması yerine Haziran ayında 10 bin kişilik bir atama yapacağını duyurmuştur.

Kuşkusuz bu açıklamayı başta biz İŞSİZ VE GÜVENCESİZ EĞİTİMCİLER

PLATFORMU(İGEP)’in çalışmalarının ardından güçlü bir kamuoyu baskısı sonucunda yapmışlardır.

Fakat bakanlığın yaptığı açıklamadan anladığımız kadarıyla bu yapılacağı söylenen 10 bin kişilik alım, 2010 yılı içerisinde yapmayı taahhüt ettikleri 40 bin kişilik alımın içerisinden yapılacak bir alımmış.

Bu açıklamaya biz platform olarak dört boyutta karşı çıkıyoruz:
Bir kere 2010 yılında yapmayı taahhüt ettikleri 40 bin kişilik alım, ihtiyaç göz önüne alınacak olursa devede kulaktır. Yaptığımız araştırmalara göre ülke öğretmen ihtiyacı 400 bindir. Açıkta bekletilen öğretmen sayısı ise en az 300 bindir. Öyleyse Şubat’ta 150 bin, Ağustos’ta da 150 bin olmak üzere 300 bin alım yapılmalıdır. Kimse bize bütçe yok demesin. Füzeye, imama, polise bütçe bulanlar eğitime de bulabilirler diye düşünüyoruz. Üstelik her ağzını açan bizim en önemli sorunumuz eğitim derken…

Bizim kendi aramızda “kepaze sınavı” dediğimiz, onlarınsa KPSS dediği sınav derhal kaldırılmalıdır. Zira açıkta bekletilen öğretmenler alınsa dahi açık kapanmamaktadır.
Bizim; “KPSS sınavını kaldırın” talebimizi, yerine getirmeyecek olurlarsa, bu sefer de yapacakları alımı Haziran ayından Şubat ayına almak zorundadırlar. Çünkü küsuratlı puanlarla kadrolu atamayı bekleyen binlerce öğretmen, Haziran atamasında atanıp atanmayacağını bilemeyeceğinden tekrar sınava hazırlanmak zorunda kalacak, öğretmen bekleyen yüz binlerce yavrumuz da öğretmensiz kalacaktır.

Açıkta bekletilen yüz binlerce öğretmen, atamalarının kadrolu-güvenceli olarak yapılmasını talep etmektedir. Hükümet yetkilileri ise zaman zaman sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması için hazırlıklar içerisinde olduğunu söylese de yapmış oldukları son beş yıl için öngörülen strateji planlarının “İnsan Kaynakları” bölümünde; "Millî Eğitim Bakanlığının sözleşmeli öğretmen-personel istihdamı, eğitim arzını esnekleştirmesi ve öğretmen sıkıntısı çekilen yerlerin ihtiyaçlarının karşılanması açısından bir çözüm olarak öngörülmüştür." Demişlerdir. Zaten Merkezi Yönetim Bütçe Kanuna göre bir önceki yıl boşalan kadronun sadece %50’si alınabilmektedir. (Bu sayı geçen sene %25 idi, 2010 bütçe görüşmelerinde %50’ye yükseltildi. AKP iktidara geldiğinde ise bu rakam %80 idi.) Bu gerçek bilindiğine göre yapılan hesaplamalara göre hükümet bu yasadan dolayı zaten bu yıl maksimum 20 bin kadrolu öğretmen alımı yapabilecektir. Öyleyse kadrolu alımda samimi olduğunu göstermek isteyen hükümet bu kanunu bir an önce değiştirmelidir.

Yukarda da açıklamaya çalıştığım gibi eğitim sistemi, özelde de öğretmen istihdamı iflas boyutundadır. Öğretmenler ve veliler bakanlığa güvenmemektedir. Zira bir gün söyledikleri ertesi güne uymamaktadır. Biz İŞSİZ VE GÜVENCESİZ EĞİTİMCİLER PLATFORMU(İGEP) olarak bu karanlık gidişatı aydınlığa çevirmenin yolunun basın açıklamalarıyla gerçekleşmeyeceğini düşünüyoruz. Bu gerçeği de Tekel işçileri bize çok net olarak göstermişlerdir. Bizler de bu mantıkla 22 Ocak’ta üç günlük oturma eylemimizle birlik olacağımızı söylediğimiz Tekel işçileriyle dayanışmamızı 9. günde sonlandırdık. Çünkü o ana kadar işçiler bize çok yoğun ilgi gösterdiler ve çalışmamızın anlamlı olduğunu bizlere dayanışmalarıyla bir daha gösterdiler.

Tekel işçileri ile yan yana gelmemizin kuşkusuz özel bir anlamı var bizim için. Çünkü Tekel işçileri güvencesizliğe, sendikasızlığa ve taşeronlaştırmaya karşı duruyor. Bizler de sözleşmeli ve ücretli öğretmenler, dershane öğretmenleri ya da işsiz öğretmenler olarak aynı hedefteyiz. Öyleyse Tekel’in yaktığı ateşi harlayalım, çünkü birlikten kuvvet doğar, çözümleri de kuvvet(birlik) sağlar. Sizler de aynı şeyleri düşünüyorsanız bizlere, yani kendinize destek olunuz. http://www.igep.biz/ sitemizi takip edip fikirlerinizi, önerilerinizi paylaşınız.

--------------------

28 Ocak 2010
İGEP Kurucularından Kadir AYDEMİR

Hiç yorum yok: